Paşa'nın bayram tebriği
Osmanlı Arşivi Uzmanı ve İstanbul Platformu üyesi Muzaffer Albayrak platform üyelerine Kurban Bayramı mesajı göndermiş..
Ekte de günün mana ve ehemmiyetine binaen başka bir tebrik var.. Kâzım Karabekir Paşa’nın çanakkale Muharebeleri’nde 14. Kastamonu Tümeni Komutanı olarak bulunduğu sırada tümenine gönderdiği bayram tebriği bu!. Böyle önemli bir vesikayı bizlerle paylaştığından dolayı da Muzaffer Albayrak’a teşekkürlerimi yolluyorum..
Kâzım Karabekir, çanakkale Muharebeleri’ne “yarbay” rütbesiyle ve 14. Tümen Komutanı olarak katılmıştı.. 1915 senesi 15 Temmuz’undan Ekim ayının sonuna kadar 3,5 ay Seddülbahir cephesindeki “Kerevizdere” mıntıkasında tümeniyle beraber mücadele etmiş, pek çok subay ve askerini burada “şehid” vermiştir.
Evet, Muzaffer Albayrak kardeşimin gönderdiği bu yazıyı okudum, çok duygulandım ve sizlerle de paylaşmak istedim..
Yer; Kerevizdere.. Tarih; 17 Ekim 1915..
çok manalı ve pek çok şey anlatan, savaşın kan, ateş ve dehşetle dolu ortamında yazılmış, iman, inanç ve samimi hislerle dolu bu bayram tebriğinde Kazım Karabekir askerlerine bakın nasıl sesleniyor;
“Yarın Kurban Bayramı’dır..
Yüzbinlerce muvahhidinin Kâbe-i Muazzama’da dergâh-ı ulûhiyete yöneldiği, rahmet-i ilâhiye kapılarının âlem-i İslâm’a açıldığı gündür.. İngiliz vahşeti, Fransız denaeti, Rus zulüm ve esareti, milyonlarca İslâm kardeşimize bu sene Kâbe-i Muazzama’nın yollarını kapadı..
Bu melanet elbette gayretullaha dokunacaktır.. Ordu-yı İslâm, pek yakında mansur ve muzaffer olacaktır.. Gelecek yılın bu günleri, dörtyüzmilyon ehl-i İslâm, hür, müstakil ve müttehit, livaü’l-hamd-i Ahmedî altında, Al-i Osman bayrakları sayesinde, müştak ve müftehiri olduğu, Beytullah’a kavuşacak, “LEBBEYK” diye haykıracaktır..
Her evde, her bucakta, tehliller, tekbirlerle kurbanlar kesilirken, biz de Kerevizdere kurbanlarımıza ve şehit kardeşlerimize fatihalar gönderelim!..
Bizler ya şehitlik ya da gazilik duygusuyla Hakk’a bel bağlayalım.. Tâ ki dinimiz kurtulsun, namusumuz masum kalsın..
Nâm-ı millet yükselsin..
Vatan ebedi şan ve şeref bulsun..
Bu mübarek gün vesilesiyle zabitan ve efrat arkadaşlarımın gözlerinden öper cümleyi tebrik ederim..
14. Fırka Komutanı
Kaymakam Kâzım Karabekir”
Evet değerli okuyucularım.. Kalbi vatan aşkıyla ve millet sevgisiyle dolu bir komutan olan Kazım Karabekir, askerlerine, dolayısıyla da o askerleri cepheye gönderen, analardan, babalardan müteşekkil olan aziz milletine işte böyle sesleniyor..
Ne kadar vakur ve ne kadar iman dolu ifadeler..
Kazım Karabekir Paşamızın ve tüm şehidlerimizin ruhuna Fatiha..
¥
TEVAZU ABİDESİ HZ. MEVLANA..
Konya’da medfundur, ancak sadece Konya’nın değil, Türkiye’mizin önde gelen manevi dinamiklerindendir Mevlana Muhammed Celaleddin..
2007, biliyorsunuz ki “Mevlana Yılı” ilan edildi.. Yine bu yıl, Hz. Mevlana’nın 734. Vuslat Yıldönümüydü.. Bir başka deyişle Mevlana’nın vuslata ermesinin yıldönümü..
30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde dünyaya gözlerini açan Mevlana, 17 Aralık 1273 tarihinde Konya’da, bu âlemden göçtü..
“Ben Kur’an’ın kölesiyim.. Peygamber Efendimiz(sav)’in yürüdüğü yolun tozuyum” diyen bir kişidir Mevlana!.. İnsanlara; “ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız, bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir” diye seslenen bir ulu erendir Mevlana!.. Güzeli, doğruyu, iyiyi, sevgi ve hoşgörüyü arayanlara müjdeler veren bir sestir Mevlana!.. Ve onun “GEL” çağrısı, bütün yeryüzünde yankılandığı için herkes ona gelmektedir.. Bu çağrı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da Şeb-i Arus etkinliklerinde belirttiği gibi “geldiğin gibi git” değil, “gel ama bir şeyler alarak dön” çağrısıdır..
“Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok,
Nice elbise gördüm içinde insan yok!..”
diyerek, kendi zamanını, zamanımızı, hatta kıyamete kadar yeryüzünde gezinecek olan insan karakterlerini gözler önüne seriyor Hz. Mevlana!..
Ya şu muhteşem ifadelere bakın;
“Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni..
Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni..
Hiç keder elem etme, boş yere matem etme..
Düşmanlarını tanı uzak dur sitem etme..
Ne fakiri aç gördüm ne zengini tok,
Hedefine varır elbet doğru ok..”
Allah dostlarından Yunus Emre şöyle diyor;
“Ten fanidir can ölmez, çün gitti geri gelmez,
ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil..”
Bu cümleden yola çıkıldığında, dostuna, sevdiğine kavuştuğu ve ebedî vuslata erdiğini belirtmek için, ölüm gününe “düğün günü” manasına gelen “Şeb-i Arûs” diyordu Hz. Mevlana!..
Dostlarına da ölümünün ardından “ah-vah edip ağlamayın” diyerek vasiyet ediyordu..
Ruhuna Fatiha..