Yazarların ortak sorunu bu.

Bazı insanlar, ellerinde kalem hemen karalayıveriyorlar.

Başkalarının yaptıklarıyla kişileri sorguluyorlar.

Yazarı yazılarıyla değil, yazı yazdığı yerle muaheze ediyorlar.

Şu temel kaideyi unutuyorlar:

“Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu taşımaz.”

***

Bu sitede çıkan yazılarımdan dolayı pek çok mail alıyorum.

Bunların büyük çoğunluğu haber sitesiyle alakalı kişisel değerlendirmeler.

Okuyucular, genellikle ideolojik yaklaşımlarla görüş belirtiyorlar.

Daha çok, sitedeki haberleri ve bu haberlerin veriliş şeklini tenkit ediyorlar!

Yazıda işlenen konularla ilgili değerlendirme yapanlar ise çok az.

Oysa, yazarın beklediği şey, yazıları hakkındaki yorumlardır.

Yazarın inisiyatifi ve dahli olmayan bir konuda onu yargılamak veya sorgulamak, hakkaniyete sığar mı?

Yazarlar, nerede olursa olsun yazdıklarından sorumludur.

Yoksa yazı yazdıkları yayın organından değil!

O yayın organının kendine özgü prensipleri, kuralları, ilkeleri vardır.

Elbette ki, belli bir yayın politikası da olacaktır, olmalıdır.

Sahibi ve Yöneticilerinin inandığı değerler doğrultusunda yayın yapar.

O yayın organında yazı yazan yazanların da belli ilkeleri, kriterleri, değerleri vardır.

Onlar da, bu doğrultuda yazdıkları yazılarından dolayı sorumlu tutulurlar.

***

1970’li yıllarda siyasal sol görüşlü bir gazetede köşe yazıları yazıyordum.

Muhafazakar kesim, o dönemde beni ayıplamış, muaheze etmişti.

Neden böyle bir gazetede yazı yazıyormuşum!

Böylece, onların günahına da ortak oluyormuşum!

Onlara şöyle cevap vermiştim:

“Bizim kürsü herkese açıktır. Her zemini ve zamanı fırsat biliriz. Bilmeyen ve duymayan insanlardan bir tanesine bile bu platformdan ulaşabilirsek, görevimizi yapmış addederiz.”

Cami veya üniversite kürsüleri de böyle değil mi?

Her görüşten insan gelir, bunları duyar ve istifade edenler eder.

Saçılan tohumlar, mümbit arazide mutlaka yeşerecektir.

Hangi zeminde söylediğin, hangi sayfada yazdığı önemli değil.

Önemli olan; hak ve hakikat adına ne yazdığın, ne söylediğindir.

“Sen, neden bu zeminde söylüyor veya yazıyorsun?” denmez.

“Söylediğin ve yazdığın şeyler, doğru mudur?” ona bakılır.

***

Başkasıyla insanı muaheze etmek, sorgulamak; Kur’an’a da aykırıdır.

“Hiç kimse, bir başkasının sorumluluğunu taşımaz” hükmü, ayrı ayrı iki ayette geçer.(Bkz.Zümer,7; En’am,164).

O halde, gelin yalnız yazarları değil bütün insanları, sadece kendi yaptıklarıyla, söz ve yazılarıyla değerlendirelim.

Tenkit ve tekliflerimizi de, ancak muhataplarına yapalım.



twitter.com/parlakturk
facebook.com/meparlakturk