Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Dram coğrafyasının dram insanlarıyız

Dram coğrafyasının dram insanlarıyız

Yirmibeş can... Yıllardır nice canlar, cananlarını bırakıp gittiler. Gözleri yaşlı, yürekleri yaralı bıraktılar.

Pek çoğunu terörde şehit verdik, kimini Afyon’daki kazalar ve benzerlerinde kurban ettik. Kimini de; “Bana bir şey olmaz” diyen trafik katliamcılarının kazalarında kaybettik.


Dram coğrafyası sadece Türkiye değil elbet. Allah kimseye böyle bir dram vermesin, Suriye yanıbaşımızda kan gölüne dönmeye devam ediyor.


Irak zaten yıllardan beri gün yüzü görmedi, ne ölenlerin ne öldürenlerin sayısı belli değil. Ve sonlarının nasıl olacağı çok karanlık.


İran başlı başına bir başka bela. Türkiye başta olmak üzere bütün komşularının başına sürekli çorap örüyor.


Asya ve Avrupa’nın belkemiği olan ülkemiz, uzun yıllardan sonra tam istikrarı yakalamışken, terör ve komşularımızdaki iç kargaşalardan gözümüzü açamaz olduk.


........


Neredeyse her gün bir acı yaşıyoruz. Sabah gazetelere bakmaya korkuyor, televizyon haberlerinin riyakârlıklarını zaten izleyemiyoruz.


Acıların üzerine tesellilerle değil, acıya acı katan bir psikoloji ile gidiyoruz. Acıları daha da büyüterek yeniden defalarca ısıtıyor ve katlıyoruz.


Ocağına ateş düşen, yüreği yanan insanların aradığı tek şey tesellidir. Onlar pekâla bilirler ki, canları geri gelmeyecektir. Bekledikleri, umdukları şey tesellidir.


Başta bir kısım medya olmak üzere, şehitlik kavramına uzak siyasilerle İslâm’a karşı duyarlı olmayan çeşitli sivil toplum örgütleri, memlekette olup bitenlere ideolojik ve nefsi bakıyorlar ve ne yazık ki, medyanın önemli bir bölümü de bunları görüyor ve duyuyor.


........


Bu noktada Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez hocamıza, daha doğrusu Diyanet teşkilatına önemli iş düşüyor.


Acılı aileleri teselli konusunda cami görevlileri, vaizler ve müftüler öncülük ederek şehit ailelerini, diğer kaza kurbanlarını tek tek ziyaret edebilirler.


Yüreği yanan babaları, anneleri, eşleri, çocukları, akrabaları, ancak ve ancak Müslüman duyarlılığına sahip insanlar anlayabilir ve teselli edebilir.


Bu duyarlılığa sahip olmayan insanlar; işin ancak gürültüsünde, patırtısında, dedikodusunda bir olur ve işleri bitince de kendi hayatlarına dönerler.


Canlarını kaybetmiş aileleri; bir imam efendinin, bir vaizin, bir müftünün, şehrin diğer mülki ve idari amirlerinin ziyaretleri, o ailelere verilebilecek en büyük tesellidir.


Burada sadece Diyanet görevlileri değil, belki diğer kanaat önderlerine de büyük iş düşmekte.


Hemen her şehrimizde de; cemaatlere, tarikatlara, belli kanaat önderlerine bağlı; sözüne, özüne itibar edilen insanlarımız var, onlar da bu tür ziyaretleri gerçekleştirebilirler.


Kabul edilir ya da edilmez ama, bizim ateistlerimiz bile Müslüman fıtratlarını yok edemedikleri için böyle zamanlarda teselliye ve dinî telkine ihtiyaç duyarlar.


Şehitlerimizin makamı bellidir. Allah ailelerine sabır versin. Amin...


Bu karanlık gecelerin elbet nûrlu sabahı olacaktır ve yakındır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi