Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Cumhuriyetin kazanımı topraklardasınız”

“Cumhuriyetin kazanımı topraklardasınız”

Afyonkarahisar’a doğru seyahat ettiğinizde “cumhuriyetin kazanımı topraklardasınız” yazılı levhalar gözünüze ilişmiştir.


Bu levhaları Şeyh Said’in köyüne asmış olsalardı belki bir derece anlamı olabilirdi.


Afyonkarahisar olunca durup düşünüyorum.


Dumlupınar denilen yerde Yunan gavuru ile savaşlar yapıldığı halde cumhuriyetin kazanımı nasıl oluyor? Yoksa bu cumhuriyeti Yunan’dan savaşarak aldık da bizim haberimiz mi olmadı? Benim bildiğim ittihatçıların cumhuriyeti Fransız menşelidir.


Hatta Jakoben denilen eli kanlı ekalliyet cumhuriyet ile laikliği yerleştirmek için 15 bin kelleyi “Ulusal Jilet” dedikleri giyotinle kestiler.


O bakımdan Harp Okulu Marşı her çalındığında titrerim, ama “kanla irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti” mısrasına gelince takılırım.


Afyonkarahisar, kazanımlı toprak ve bir de ruhuna kan bulaşmış bir cumhuriyet!


Kelimelerin üçü de dehşet.


Anlayamadığım, kanla cumhuriyet nasıl yana yana gelebiliyor?


Cumhuriyet bir rejim, daha doğrusu bir ideoloji. Afyonkarahisar topraklarında verdiğimiz savaş ise, tamamen Yunan istilası ile alakalı.


“Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı” mı?


Yoksa o levhaları yazanlar belki de “kağıt parçası” diyerekten umursamaz göründükleri Ergenekonu, Ay Işığını, Balyozu da yazmışlardır.


Belki de “Boş bir boru” ile bakmışlardır olaylara.


Aslına bakılırsa bütün bu olanlar geri kalmışlığın sonuçları. Tanzimat’tan bu tarafa yönünü Batıya çeviren bu ülkeyi başka nelerle oyalayacaklar.


İnsanlığa rehber olan İslam dininden bakın ortama, camiler bile tabureler sıralamasında kiliselere benzemeye başladı. Secde ile rükün şekli değişti...


Ve de resmi vaizlerin hiçbirisi ne uzar, ne uzatır, ne de güncel bir konu üzerinde ahkam yürütür. “Aslının aynı” hep aynı sözler, aynı konular.


Derler ya, “benim oğlum bina okur, döner döner gene okur.”


Biz herhalde Kur’an’ın laboratuvara bakan kısmını veya sosyolojideki engin ağırlığını ihmal ederek, Batının önümüze koyduğu kilisevari zihniyet kuşağında oyalanıp vakit kaybederken, Batılı, Ortadoğu ülkesinde ne varsa hepsini yağmalayıp götürüyor.


Onlar bu halleriyle uzayda evrenselleşirken, biz de geri kalmışlıkta millileşiyoruz.


Başa dönersek...


Cumhuriyetin kazanımı neden Sivas veya Ankara değil de Afyonkarahisar toprakları sorusu aklımdan hiç çıkmıyor. Bir açıdan İstiklal Mahkemelerinde çokça idama imza atan Ali Çetinkaya denilen kişi aklımda... Onun kanlı anısına mı veya neden?..


O kesim öyle... Bu kesim de, bilmem kaç defa şu ayeti okuyunca diş ağrın geçer, veya “tüm günahların temizlenir” şeklinde gerçek nasa dayanmayan telkinler...


Her birisi barışa ve mutluluğa deha ilim olan ayetleri sosyal hayatımızdan itince, geriye çaresizliğimiz kalıyor. Teknoloji yok, ama bu eksikliğin karşılığı binlerce şehit.


Otur başlarında bolca yasin-i şerif oku...


Elbette ki kazaya kadere inanan bir milletiz.


Ama mühimmat deposunu yerleştirirken durduk yerde pimler kendiliğinden çekilmeyeceğine göre bu işin altında hain bir parmağın olduğu kesin.


Maksat belki de ordumuzu zaafa uğratmak.


Veya terörün korkutucu antenlerini çalıştırmak hesabına, “işte biz her yerdeyiz, bizimle başa çıkamazsınız” tehdidini kamunun hafızasına yerleştirmek.


Demem o ki, ittihatçıların dışarıdan ithal ettikleri sahipli cumhuriyeti kanla irfanla kurdular ama, bu eylemli ve de dayatmacı cumhuriyet halkın hep sıkıntısı olmuştur.


O yüzden, görünürdeki savaş Kürtçülük ise de, asıl nihai hedef, kaybedilen cumhuriyetçilik tabyalarını geri almanın bir oyunu.


Baksanıza, BDP de aynı sloganları kullanıyor, Ergenekon da aynı..


Yine de az yol alınmadı, gitti “Açık oy, gizli tasnif” geldi milli irade...


Ergenekon davaları da sonuçlanmak üzere...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi