İnsanın iki zaafı
İnsanın yaşamını etkileyen ve iç huzurunu alıp götüren iki zaafı vardır. Bunlardan biri kendisini sürekli başkalarıyla mukayese edip, yoksunluğunu hissetmesi diğeri ise yaşadığı yoksunluğu kabullenemeyip neden ben sorusunu sormasıdır. Her iki durumda da, kişi kaygı, endişe stres ve doyumsuzluğun esaretinde kalıyor. Yaşadığımız dünyada her insan yoklukla varlık arasında gidip gelir. Yani, şunu baştan kabul edelim, dünyada mutlak anlamda bir mutluluğa yer yoktur. Yoksunluk ise kişinin insan olarak yükselmesini, sabır ve dayanma gücünün artmasını sağlayacak birer imtihandır. Bilinen bir hikaye vardır: Çocuğu vefat eden bir anne acısını hafifletmek için zamanın bilge kişisine gider ve "hocam bana yardımcı olun ne yaparsam acım hafifleyebilir? Acaba benim kadar acı çeken var mıdır? Bu yükün altından nasıl kalkarım?" der. Bilge kişi şimdi "sana bir ödev veriyorum, şu köydeki bütün evleri tek tek dolaş ve evinden cenaze çıkmayan birini bul sonra bana gel" der. Kadıncağız çaresiz köyün yolunu tutar ve evleri tek tek dolaşır. Ama son eve geldiğinde görür ki, ölüm acısını yaşamayan hiçbir insan yok... Bilge kişiye geldiğinde "hocam ne demek istediğinizi anladım, acı da neşe de her insanın hayatında var" der ve evinin yolunu tutar.
Uzmanların da sıklıkla dile getirdiği kabullenmek ve neden sorusunu sormamak kişiyi rahatlatıyor. Yani Allah'tan gelene rıza göstermek, acıya sabırla karşılık vermek yaşadığınız kaygı ve stresi iyileştirecek kadar tesirlidir. Bu nedenle Allah'a hakkıyla kul olan insanların dayanma gücü daha kuvvetlidir. Çünkü onlar Allah için sabrı kuşanmış ve yola çıkmışlardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.