Sorular Cevaplar
SORU: Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) bu devirde yaşasaydı lüks ve müzeyyen meskenlerde yaşar; lüks, pahalı ve israflı otomobillerle gezer, her şeyin en iyisine sahip olur ve lüks bir hayat sürerdi diyen bir Müslümana ne lazım gelir?
CEVAP: Bu kişi ya İslam'ı ve Efendimizi anlamamıştır, yahut kötü niyetlidir, ona tecdid-i iman ve nikah gerekebilir. Taqvalı, zâhid, âbid icazetli müftülere sorulsun.
SORU: Kendisine kırk bin liralık bir otomobil yeterli iken, iki yüz kırk bin liralık lüks ve israflı bir otomobil satın alıp onunla Nemrud ve Firavun gibi gururlanarak gezen gafil bir Müslümana ne lazım gelir?
CEVAP: Bunu, israfı caiz ve helal görerek yapıyorsa küfre düşer. İsrafın haram olduğunu bilip kabul ederek yapıyorsa büyük günahkar ve fâsık olur. Her hâl ü kârda aradaki 200 bin liranın zekatını vermesi gerekir.
SORU: Farz namazlarda cemaati devamlı olarak terk eden, farz namazları kadınlar gibi hep münferiden kılan musalli bir Müslümana ne lazım gelir?
CEVAP: Vâcibe yakın bir sünnet-i müekkedeyi devamlı olarak terk ettiği için Resulullah Efendimizin kesin emrine karşı gelmiş bir âsi ve günahkar olur. İslam nizamında (Devletinde) târik-i cemaatin şehâdeti Şer'î mahkemeler huzurunda kabul edilmez.
SORU: Cami imamlarının hangilerinin ardında namaz kılalım?
CEVAP: (1) İtikatta ve amelde Ehl-i Sünnet olacak... (2) Fıkhı, bilhassa taharet ve namaz fıkhını iyi bilecek... (3) Günahı ve bid'ati, kıldığı ve kıldırdığı namazın sıhhatine mani olmayacak... (4) İmamlık maaşını, namaz kıldırma ücreti niyetiyle almayacak... (5) Fâsık-ı mütecahir ve mütecasir olmayacak, yani büyük günahları açıkça, küstahça, rezilce işlemeyecek...
SORU: İslamdan başka ibrahimî hak dinler vardır ve Resulullahı, Kur'anı, İslam'ı red, inkar ve tekzib edenler de Cennetliktir inancına sahip bir kimsenin ardında namaz kılınır mı?
CEVAP: Kesinlikle kılınmaz.
SORU: Filan Mâlum Paşa bir İslam büyüğüdür, evliyaullahtandır diyenin arkasında namaz kılınır mı?
CEVAP: Bu itikada sahip kimse mecnun olduğundan kılınmaz.
SORU: Ayaklarının ucuna basarak, hiç gürültü çıkartmadan sabah namazına kalkan, "Aman bugün oğlumuz Metin'in imtihanı var, gürültü edip de uyandırmayalım" diyen ebeveyn dindar mıdır?
CEVAP: Onlar beyinsizdir. "Metin derin uykuda, aman onu uyandıralım da sabah namazını yitirmesin" demeleri gerekirdi.
SORU: Günahkar ve fâsık bir Müslümana düşmanlık edilir mi?
CEVAP: Müslümana düşmanlık edilmez. Onun sadece açık işlenen büyük günahlarına kalben muhalefet ve ıslahına dua edilir. Gizli günah ve ayıpları araştırılmaz.
SORU: Bir Müslüman, bugünkü tarihle, adam başına yüz liralık yemek yiyebilir mi?
CEVAP: İsraf olacağından yiyemez, yerse fâsık olur.
SORU: Bir Müslüman beş bin liralık lüks ve israflı elbise giyebilir mi?
CEVAP: Gurur, kibir, böbürlenme, caka satma niyetiyle Firavunca giyerse haram işlemiş olur. Bu elbiseyi namaz kılarken tahdis-i nimet niyetiyle giyerse caiz olup olmadığını Rabbanî ulemaya sorunuz.
SORU: Türkiye'nin bugünkü düzenine/sistemine iyidir veya eskisine göre iyidir diyene ne lazım gelir?
CEVAP: Aklî dengesi yerinde değilse bir şey lazım gelmez. Yerindeyse ve mükellef bir Müslümansa durumu çok kötüdür, icazetli ulemaya ve mürşid-i kâmillere sorunuz.
SORU: Zina büyük günah ve suç değildir diyen ve böyle itikat eden kişiye ne lazım gelir?
CEVAP: Bu itikat kişiyi dinden çıkartır ve mürted eder.
SORU: Üstad Bediüzzaman hazretlerinin Risale-i Nur adlı külliyatı hangi yazı ile yayınlanmalı ve okunmalıdır?
CEVAP: Üstad, Risale-i Nurların Latin/Frenk yazısıyla neşrine lizaruretin geçici olarak fetva ve ruhsat vermişti. Müslümanlar üzerindeki baskılar kalktığına ve nisbî bir hürriyet geldiğine göre bu eserlerin Kur'an/İslam yazısıyla yayınlanmaları ve okunmaları gerekir. Osmanlıcayı öğreninceye kadar, bilmeyenler (öğreninceye kadar) Latin yazısıyla okuyabilirler ama bilenlerin okuması doğru olmaz. Üstad hazretleri Latin yazısını öğrenmemiş ve yazmamıştır.
SORU: Din istismarıyla (sömürüsü ile) zengin olmanın hükmü nedir?
CEVAP: Çok büyük bir alçaklık ve eşkiyalıktır. Karı satmaktan daha eşeddir!..
SORU: Nakşî bir Müslüman mı üstündür, Kadirî mi?
CEVAP: Hangisi daha taqvalı ise o üstündür.
SORU: Hergün çılgınlar gibi siyaset, spor ve magazin dedikodularını takip ediyor, hâfızasında onbinlerce lüzumsuz veya zararlı bilgi ve referans var ama itikadını, ilmihalini özet olarak bilmiyor. Bu Müslümanın durumu nedir?
CEVAP: Acınacak bir durumdadır. Sorumlu ulemanın, fukahanın, rüesanın onu uyandırması ve bilgilendirmesi gerekir.
SORU: Cahil ve gafil Müslümanların vebali kimler üzerinedir?
CEVAP: Bilen sorumlu Müslümanlar üzerinedir. En uygun ve etkili metotlarla onları uyarmaları, bilgilendirmeleri, aydınlatmaları gerekir?
SORU: Müslüman halktan toplanan zekat ve sadaka paralarıyla birtakım din baronlarının reklamının yapılmasının, içkili mekanlarda israflı iftar ziyafetleri verilmesinin hükmü nedir?
CEVAP: Birkaç vecihle hıyanettir, günahtır, vicdansızlıktır, sefihliktir (=beyinsizliktir), sorumsuzluktur; saçı bitmedik yetimlerin, fukara ve mesâkîn-i müslimîn, zekât almaya hakkı olanların haklarının yenmesidir, gasbtır, şekavettir, isyandır.
SORU: Lisede Türk edebiyatı öğretmenliği yapıyor ama Osmanlıca okuma ve yazma bilmiyor, bunun hükmü nedir?
CEVAP: Böyle bir rezalet ve cehalet tarihte görülmemiştir.
SORU: Bir toplum nasıl idare olunur?
CEVAP: "Siz ne haldeyseniz öyle idare olunursunuz" (Hadîs meali)
SORU: Bundan iki yüz elli sene önce yaşamış Müslümanlar, kabirlerinden çıkıp İstanbul'un bugünkü halini görseydiler, ne derlerdi?
CEVAP: Çok şaşarlar, hayıflanırlar, üzülürler, Latince yazıları, çıplak kadınları, frenk kıyafetli erkekleri görünce "Vah vah Şehir küffarın eline geçmiş!" derlerdi.
SORU: Camiye ilave klima cihazı satın almak için sana müracaat etseler yardımcı olur musun?
CEVAP: Bir kuruş bile vermem. Benim bir Müslüman olarak böyle bir sıkıntım, problemim yoktur. Lakin, icazetli ulemadan birine güzel ve düzgün faydalı dinî bir risale yazdırmışlar, onu basıp cemaate parasız dağıtmak için müracaat ederlerse, bir miktar yardım ederim. (Risalenin düzgün, faydalı, tertipli, etkili, Türkçesinin doğru ve fasih olması gerekir.)
* (İkinci yazı)
İstanbul Nasıl Düzelir?
İstanbul trafiğini düzeltmek için yapılanlar sadra şifa olmayacaktır. Artık İstanbul yaşanmaz bir şehir haline gelmiştir. Beş milyonu geçmemesi gereken nüfus, rantçılar yüzünden şu anda yirmi milyonu geçmiştir. On binlerce inşaat tamamlanıp iskana açılınca nüfus daha da patlayacak, belki de otuz milyonu bulacaktır.
Vaktiyle üstad mimar Turgut Cansever'e sormuştum: "İstanbul nasıl düzelir, ıslah olur?"
Acı bir tebessümle şu cevabı vermişti: "Büyük bir zelzeleden sonra..."
Korkarım böyle bir zelzeleden sonra da düzelmez. Çünkü sağ kalan rantçılar çılgınlar gibi yeniden imara başlayacaktır.