GALATASARAY, Manchester karşısında tempoya tempoyla karşılık vererek başabaş bir ilk yarı sergiledi.. İlk dakikadan itibaren önde baskının uygulandığı takımın alıştığı düzen gündemdeydi. Ancak bu görüntü, doğal olarak Manchester United gibi organize ve çabuk çıkan bir takım önünde ciddi kale önü tehlikelerine neden oldu. Carrick'in golü, çok erken geldi. Carrick'e Muslera'nın kendisine yaptığı harekette düşmeyip golü attı. Aksi takdirde penaltı ve kırmızı kart çıkacaktı. Old Trafford'da Muslera'sız 10 kişi 85 dakika oynamanın getireceği büyük handikapı herhalde kimse düşünmek istemezdi. Manchester'ın bilhassa Kagawa'nın organizatörlüğünde geliştirdiği etkili sağ kanat bindirmeleri hasarsız atlatılınca direnç kırılmadı. İlk devrenin son bölümünde gole yakın Galatasaray atakları gündeme geldi.
İkinci yarıya rakip yine tempolu ve atak başladı. Burak'ın yaptığı gereksiz penaltıyı Muslera kurtarınca Galatasaray'ın maça asılma azmi devam etti. Ancak Amrabat'ın oyundan çıkması Elmander ve Melo'nun fizik olarak hazır olmayışları, hücum gücünü kısıtladı.
İlk devrenin çok başarılı isimleri Valencia ve Kagawa'nın da yorulup oyundan düşmeleri, Galatasaray'ı biraz rahatlattı. Burak'ın kaçırdığı gol ve sonrasında Emre'nin güzel şutunu De Gea'nın müthiş kurtarışı, beraberliği engelledi.

Alkışlar Dany ve Semih'e
ALEX Ferguson son bölümde yorulan oyuncularını kenara alarak takım savunmasını sağlama aldı ve takımın maçı üç puanla bitirmesini sağladı. Bana göre Galatasaray'da en başarılı iki isim önce Dany sonra Semih'ti. Hamit de ilk defa gerçek kimliğine yakın bir görüntü sergiledi. Bu sonucu normal karşılamak gerekir. Galatasaray'ın esas hedefi, diğer iki rakibi Braga ve Cluj'u geçmek. Tecrübeli hakem Stark kötü bir yönetim gösterdi. İlk dakikada Umut'a son dakikada Aydın'a yapılan penaltıları vermedi. Manchester'a verdiği penaltı kararı doğruydu ama onların lehine de bir penaltıyı es geçti