Alex ikilemi
DÜN gece Saracoğlu Stadı'nda futbol kalitesi, vasatı dahi bulmayan bir puan mücadelesi izledik..
Rakibine oranla daha kolektif yapıya sahip Fenerbahçe ilk yarıda oyuna hükmeden taraftı. Ancak maç başında önde yakalanan defansın arkasına sarkan Sow'un kullanamadığı fırsat ve Zokora'nın kaptırdığı topta Alex'in direkten dönen şutu dışında pozisyon bulamadı. Bunun bir numaralı nedeni, bugüne kadar defalarca vurguladığım gibi Alex'li 4-4-1-1 düzeninde ilerde son adamın mutlaka sırtı karşı kaleye dönük oynama özelliği olmasının gerektiğidir. Sow bu tarz bir santrfor değil. Üstelik Lille'deki fizik gücünden çok uzak olduğu için hiçbir katkı sağlayamıyor. Dün gece de kalabalık savunma arasında ortadan pozisyon getirecek bir varyasyon, Sow'un bu yapısı yüzünden gerçekleşmedi. Çünkü ne Alex ne de orta sahadaki oyuncular, bilhassa da içeri katetme özelliği olan Stoch, Sow ile hiç bağlantı kuramadı. Buna karşılık Sow ve Alex'in defansif yönünün olmayışı yüzünden Trabzonspor birçok defa geriden rahat çıkarak geniş alan buldu. Ama herkesin ayrı telden çaldığı öylesine uyumsuz bir kadroları var ki planlı programlı hücum etmeleri tesadüflere bağlıydı.
Fenerbahçe ikinci yarıda fizikten de düşünce Trabzonspor, ilk yarının aksine beklediğinden de fazla hücum şansı buldu. Aykut Kocaman, baskılar yüzünden Alex'i çıkarma şansı olmadığından öylesine yanlış iki değişiklik yaptı ki bu bir intihar girişimiydi. En çok koşan Mehmet Topuz ile tam olumlu icraatlar yapmaya başlayan Stoch'u kenara aldı. Bundan sonra Trabzonspor inanılması güç üç yüzde yüzlük gol kaçırdı ve puanlar paylaşıldı.
Kocaman eğer Alex'i çıkarsaydı üç yerine bir pozisyon verirdi ama o da gol olur Aykut tam yanardı! İlk yarıdaki önemli kontraatak girişimlerini futbolu bilmediği için harcama rekoru kıran Olcan, ikinci yarı sonlarında üstelik öylesine iki gol de kaçırdı ki bence bu olumsuz gecenin adamı oldu!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.