Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Darbeci değil ama darbecilerle beraber

Darbeci değil ama darbecilerle beraber

- Babaaa, hırsız tuttum!...
- Aferin oğlum, tut kolundan getir namussuzu!..
- Baba gelmiyor, getiremiyorum!..
- O zaman sen gel oğlum!..
- Bırakmıyor ki, baba geleyim!..

Allah rahmet eylesin, dedem alim adamdı.. Her sözü, insanı imar edecek mahiyette olurdu ve üzerine ansiklopediler yazılırdı.
Küçük yaşlarımda her çocuk gibi ben de yaramazlık edermişim ve dedem başta olmak üzere bizimkileri zor durumda bırakırmışım. Kabahatlerim yüzüme karşı söylenince savunma yaptığımda; aslında suçu diğer arkadaşlarımın işlediğini, benim ise sadece yanlarında olduğumu söylermişim ve tabiî kimse inanmazmış.
O zaman rahmetli dedem; “Oğul, hacı hacıyı Mekke’de, hoca hocayı tekkede, bilmem ne neyi bulur beş dakkada, sen iyi bir adamsın da ne işin var diğer kötülerin yanında” derdi.
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün’ün serbest kaldıktan sonra yaptığı açıklamalar, dedemin bu söylediklerini hatırlattı. Sayın Aygün yaptığı ilk açıklamada, “darbeci olmadığını, darbelere karşı olduğunu ve demokrasiden yana olduğunu” söyledi.
Eminim Sinan Aygün de kendi söylediklerine inanmıyordur. “Madem sen darbeci değil, darbeden yana değilsin de, Türkiye’nin önünü kesmek isteyen terör örgütü darbecilerin yanında ne işin var?”
Hem sonra kim inanır bu sözlere. “İştir kişinin ayinesi lafa bakılmaz” der bizim atalarımız. Bugüne kadar darbecilerden başka toplumun herhangi bir kesimiyle ittifak ettiği görülmüş müdür ki; halkımız söylenenlere inansın.
Sinan Aygün bugüne kadar durumu gerçekten iyi idare etti. Açıkçası adı Ergenekon Terör örgütü'yle anıldığı güne kadar ben de Sinan’ı milliyetçi, muhafazakâr, işçiden, emekçiden, adaletten, hak ve hukuktan, demokrasiden ve demokratlıktan yana sanırdım ama kafamın bir tarafında da hep şu cümle dururdu.
“Yahu bu adam dürüst ve söyledikleriyle amel eden biri olsa, derin devlet veya uzantıları olan birtakım terör örgütleri, aynen hükümeti ve diğer namuslu, dürüst, ülkesi ve milleti için çalışan çabalayan toplumun bütün kesimlerine düşman kesilip, her fırsatta köşeye sıkıştırdıkları gibi, sıkıştırmazlar mı? En azından Aydın Doğan medyası bu adama sahip çıkmaz. Onlar sahip çıktığına göre hayırlı biri olmayabilir” diye düşünmekten kendimi alamazdım.
Sinan Aygün’ün yine hiç samimi olmayan sözleri şunlardı, “Devletim beni 14 gün besledi, devletimin hakkını ödeyemem” gibilerinden ince ince göndermelerde bulunuyordu. Oysa devletimiz Sinan’ı 14 gündür değil, tam 40 yıldır besliyor, daha ne kadar besleyeceği de belli değil.
Mesela Maliye Bakanlığı’na bir davetiye çıkararak geçmiş 20 yılın hesaplarını kontrol ettirmek için müfettiş çağırabilir. çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan müfettiş isteyerek, yine son 20 yılını gözden geçirtebilir. O zaman çıkar ortaya kimin kimi beslediği.
Hele hele bir insan, Süleyman Demirel’e yakın olacak ve zengin olmayacak? Türk siyasi tarihinde Süleyman Demirel’in aile fotoğrafına bir kişi girecek ve ülkenin kaymağını yemeyecek; öyle mi? Böyle bir şey Demirel ve aile fotoğraflarındakilerin para ve iş anlayışına son derece terstir. Aksini düşünmek saflık olur.
“Darbeci değilim, darbeden yana değilim” sözleri, Sinan Aygün’ü kurtarmaya yetmedi, yetmez de. Ayrıca Sinan Aygün’ün bu darbecilerin iç yüzünü bildiği ve attıkları her adımdan haberdar olduğu da Ankara kulislerinin çok iyi bildiği bir gerçektir. ötesi bize düşmez, mahkemenin işi.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi