Kesinlikle bir yanlışlık var
Biraz sabır arkadaşlar..
Nerede yanlışlık olduğunu söyleyeceğiz.. Kabul edip etmemek sizin elinizde..
Yavuz Donat’ın Sabah gazetesindeki Ergenekoncular üzerine tefrikası devam ediyor(du).
Hareketin adı: “Milli Egemenlik Hareketi” imiş..
İşte yanlışlık burada..
“Ulusal Egemenlik” deseler anlarız.. Zaten o kafadakiler milliyi terk edeli epey zaman oldu..
Tefrikanın son bölümünde zurnaya ‘zırt’ dedirtmişler..
Mustafa Balbay’a (Ergenekon sanıklarından) soruyorlar..
“Kent Otel toplantıları nedir?”
Bilinmeyecek neresi kaldı diye acele etmeyin be birader.. Soran da, cevap vereni de aynı mahallenin delikanlıları olunca, geleceğe dikkat etmek lüzumludur..
Kent Otel, ya da daha sonra Patalya Otel müdavimleri Türkiye’yi kurtarmak için ahd-ü peyman etmişler..
çalmadık kapı, öpmedik el bırakmamışlar..
Keratalar sanki kız istemeye gitmişler.. Şunun olup/olacağı, ulusalcı bir darbe ve halkı, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de olduğu gibi kurtarmak..
Zirvelere yönelmiş Yaşar Okuyan ve yandaşları..
Son toplantı: Evren-Demirel-Sezer ile diyalog arayışı..
Her üçü de sapına kadar laikçi..
Kenan darbeci..
Demirel Mason ve yanar/döner cinsinden..
Sezer, asrımızın nadir gördüğü militan hukukçu ve siyasete Ecevit sayesinde oturmuş bir zat..
Ergenekonculara nasıl destek sağlarlar bilemeyiz.. Ancak, Demirel “Verdimse ben verdim” diyecek derecede gözükara bir kahraman..
Sezer, duyduğumuza göre halkın parasından Cumhuriyet adlı yerli Pravda’ya para akıtan bir pervasız..
Faydaları hiç olmaz mı?
Gerektiğinde Sabih Kanadoğlu’na talimat vererek, hangi tekerin altına hangi taşın konulacağını söylerler..
Oncağızım bu işin ustası mı, hastası mı ne ise derhal devreye girer, aklın ve mantığın alamayacağı çözümler üretir.. Nitekim 367 ucubesini o değerli hukukçumuz icat etmişti..
Ergenekon zanlılarından aktarılana göre, 3 eski Cumhurbaşkanı’nın bir araya gelerek bir çözüm bulmaları talep edilmiş..
Abdullah Gül de çağrılsın denesiymiş..
çağrılsın amma sakın bu eski 3 kurt, Abdullah Gül’ü kıtır kıtır yemesinler.. Zaten hepsinin de dertleri “çankaya’nın işgale” uğraması..
öyle diyorlar..
Ben inanmadım, siz de inanmayın..
Bütün sıkıntıları Hayrünnisa Gül hanımın tesettürlü olması..
Abdullah Gül’den ziyade kabelerinde türbanlı Hayrünnisa’nın bulunması ve geleceğe dair alışkanlıkların yerine yenisinin ikame edilmesi..
Ben bunları düşünürken hep aklıma iki muhterem zat geldi.. Birisi ahirete göç eyleyen Haydar Aliyev, ikincisi 200 bin kişinin C. Başkanı Rauf Denktaş..
Denktaş her yerde..
Türkiye’nin attığı adıma, aldığı nefese kadar kendini sorumlu sayan acayip bir zihniyet..
Ve eski Genelkurmay Başkanımız Hilmi özkök, Denktaş’ı uyarmış:
“Karar mercii benim” hatırlatması yaparak, gizli gizli faaliyette bulunduğu eski Kara Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı ile irtibatını koparmasını istemiş..
Denktaş, dünyanın eşine benzerine rastlamadığı bir Ulusalcı Kıbrıs büyüğü..
Türkiye’yi gönlüne göre şekillendirmeden huzura kavuşmaz sevgili Kıbrıs Cumhurbaşkanı..
Yazıdaki konunun eksiği; Kenan Evren, Necdet Sezer ve Süleyman Demirel üçlüsüne Rauf Denktaş jokerini de eklememek.. Bu da bir yanlış amma, telafi edilmiş öğrendiğimize göre..
Patalya Partisi tefrikasının bittiğine dair işaretler veriyor sayın Donat..
çok yazık.. Tadlı tadlı okuyor, halimize gülüyorduk..
Nidelim nidelim, Güniz’e mi gidelim, kime isyan edelim?
----------------------
Azgın tosbağalar var, gökte uçak kovalar
Süper ahmak kuzular keskin bıçak kovalar
Dünya aynıdır, fakat insanlar başkalaştı
çağ atlayan zenneler barda köçek kovalar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.