Darbesiz ve darbecisiz bir Türkiye için
Silivride devam eden 365 sanıklı Balyoz Dâvâsında mahkeme nihayet kararını verdi. Uzun tutukluluk hâli başından beri tenkit edilen bir konuydu. Açıklanan karara göre 3 eski komutan 20şer yıl ceza alırken, 79 sanığa 18, 214 sanığa 16 yıl ve 34 sanığa da beraat kararı verildi. Bu arada 15, 13 ve 6 yıl ceza alanlar olduğu gibi, tutuksuz yargılanan bazı isimler için de yakalama kararı verildiği anlaşıldı.
Düne kadar Tutukluluk süresi uzadı, kararlar gecikiyor diye tartışanlar; bundan sonra da Bu karar daha kesinleşmedi, temyize gidecek diye tartışacak. Tamam, tartışılsın, ama bir şey unutulmasın: Türkiye ne edip etmeli, darbecilerden ve darbeci anlayıştan kurtulmalı. Elbette adalet mülkün temelidir ve hiç kimse haksızlığa uğramamalı, haksızlığa uğradığı şüphesine düşülmemeli. Bununla birlikte neredeyse her 10 yılda bir darbe yiyen Türkiyenin darbecilerle kanun önünde hesaplaşması da gerekiyordu. Bu hesaplaşmanın ne ölçüde yapıldığı ayrı bir konu, ama hesaplaşma olmadan darbe heveslerini söndürmek mümkün değil. Şunu da hemen ilâve edelim ki, yeni darbecilerle hesaplaşılmaya çalışıldığı gibi eski darbecilerle de yine kanun önünde hesaplaşılmalıdır. Gerçek anlamda âdil bir hesaplaşma olursa, o zaman ülkemiz; erken kalkanın darbe yapmaya çalıştığı bir ülke olmaktan kurtulabilir.
Mahkeme devam ederken ortaya konulan görüşlere bakılırsa, darbe ile suçlananlar yaptıklarının darbe olduğunu, olacağını hiç kabul etmediler. Onlara göre bu çalışmaları, bu hazırlıkları yapmak darbeye hazırlık değil, kanunların onlara verdiği görevdi. Nitekim TSK İç Hizmet Kanununda bu şekilde yorumlanan meşhur 35. Madde hâlen yerinde duruyor. (Madde şöyledir: Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.) Elbette bu maddeyi Darbe yapmak meşrûdur, silâhlı kuvvetlerin hakkıdır şeklinde yorumlamak doğru değil, ama maalesef uygulama bu şekilde oluyor. 12 Eylül 1980 tarihinde iktidara el koyanların Ülke uçurumun kenarındaydı, biz kurtardık demeleri bu maddeye atıf olarak yorumlanamaz mı?
Keşke darbeciler ve darbe hazırlığı yapanlar gerçek anlamda pişman olsa ve tövbe etse... Darbeler şimdiye kadar daha çok milleti ve siyasetçileri mağdur ediyordu. Dünya şartlarının değişmesiyle artık Türkiyede de darbecilere kanun önünde hesap sorma imkânı doğdu. Darbecilere hesap sorulması kadar önemli olan bir nokta da yeni darbecilerin yetiştirilmemesidir. Bu da ancak eğitim sisteminin hür ve demokrat bir anlayışla yeniden ele alınmasıyla olabilir. Sivil eğitim kurumlarını darbeci anlayıştan temizlemek önemli olduğu gibi, askerî eğitim veren okulların da bu gözle ele alınması icap eder. Askerî okullarda ne ve nasıl öğretiliyor? soruları ciddiyetle araştırılmalı. Yoksa, En kaliteli eğitim askerî okullarda veriliyor şeklinde ezber cevaplar verilerek soruları reddetmek Türkiyenin menfaatine değil.
Türkiye kısa zamanda bunu yapar ve yeni darbecilerin yetişmesine mani olursa darbeciler gerçek anlamda mağlûp edilmiş olur. Yok, yaşlı darbecilere ceza verilirken sistem yeni ve genç darbeciler yetiştirmeye devam ederse ülke sıkıntılardan kurtulamaz.
Darbe tehdit ve tehlikeleri gösteriyor ki, sağlam bir demokrasi kurmak için sistemin mutlaka kökten ve temelden düzeltilmesi lâzım. Bunun bir yolu da Avrupa ülkelerinin ulaştığı ekonomik ve sosyal seviyeye kavuşmaktır. Türkiyeyi idare edenler, ikide bir Kopenhag Kriterleri olmazsa, Ankara Kriterleri der yolumuza devam ederiz demekten vazgeçmeli. Ankara Kriterleri şimdiye kadar darbelere mani olamadı. O halde darbelere mani olan sağlam ve demokrat bir sisteme kavuşmalıyız, adı ne olursa olsun...
Temennimiz, her şart altında hakkın ve hukukun muhafaza edilmesi, âdil kararların verilmesi, Türkiyenin gerçekten hür ve demokrat bir ülke olarak milletiyle kaynaşmasıdır. Darbelerin milleti devletten küstürdüğü, siyaseti ve siyasetçileri katlettiği, ülkeyi geriye götürdüğü tartışılmaz bir gerçek. Darbesiz ve darbecisiz bir Türkiye için duâ edelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.