Erkekler biyolojik açıdan güçlü yaratılmışlardır. Kadın ve çocuklar ise fıtraten daha nazik ve kibar yaratılıştadır.
İşte bunun farkında olan bazı erkekler, yaptırım gücünü bu kuvvetten alır. Kendi isteklerinin olması için ailesine kolayca kaba güç kullanabilir. Hatta bu durum aşırıya da kaçabilir bazen. Gazetelerde bu tip haberleri sık sık duyuyoruz.
Oysa insan Allah’ın ‘antika bir sanat eseri’dir. Bu şuurda olsa insan, ne bu tür taşkınlıklar yaşanır, ne de huzursuzluklar. Birbirimize emanet olarak gönderilmişiz. Eşimiz, çocuklarımız, anne-babamız birer emanet. Her biri vakti dolunca bu dünyadan ayrılacak. Belki bizden erken göç edecek eşimiz. Yalnız kalacağız. İşte o vakit yaptığımız kaba kuvvetin ne kadar yanlış olduğunun farkına varıp içten içe ağlayacağız, ama…
İşin bir başka boyutu da, işlerini aileye taşıyan ev reisleri. Meselâ bir baba işindeki aynı ciddiyet, aynı resmiyeti, aynı disiplini eve getirmeye çalışıyor. Eşi ve çocuklarıyla mesafeli bir ilişki geliştiriyor. İsteklerinin ânında yerine getirilmesi için esip gürlüyor. Vaktinde yapılmadığı takdirde azarlıyor, kızıyor, kendini tutamazsa fiilî şiddete başvuruyor.
Halbuki evlerimiz, rahat etmemiz, huzurlu bir şekilde yaşamamız gereken mekânlardır. Çünkü orada bizden bir parça olan eşimiz, çocuklarımız var. Onlarla olan birlikteliğimiz bizi mutlu kılmalı. Bu mutluluğu sağlamak ise, samimî ve nazik davranışlarla gerçekleşebilir.
Elbette zorluklar, sıkıntılar, anlaşmazlıklar yaşanacaktır. Çünkü, eşimiz, çocuklarımız ve mallarımız bizim için bir imtihan sebebidir. Önemli olan bu imtihanı başarıyla verebilmektir. Sabır, azim ve ihlâs ile…

EŞİNİZİN AİLESİYLE İYİ İLİŞKİLER GELİŞTİRİN

Erkekler, kendi ailesi hakkında olumsuz konuşulduğu vakit hem üzülür, hem sinirlenir. Bu durumu bilen akıllı eş, kocasının ailesi hakkında olumsuz konuşmaktan kaçınır.
Peki erkek, kendi ailesinden dert yandığında kadın ne yapmalıdır? Eğer kocasının sözleri üzerine hemen konuya girip, kendisine de haksız tutumlar sergilendiğini söylerse, genelde erkek ailesini savunmaya başlar. Bu savunmanın kadına pek yararlı olmayacağı gayet açıktır!
Kıskançlık, çekememezliğin uyandırdığı his ve düşünceler de, faydalı sonuçlar doğurmaz. Hanımı ve annesi arasında kalan erkeğin durumu kritiktir. Unutmamalıdır, erkeğin kocalık ve babalık sorumluluğu varken evlâtlık vazifesi de devam etmektedir. Bu nüansları hatırda tutmakta fayda var.
Netice olarak; eşler birbirlerinin aileleriyle iyi geçinmelidirler. Erkek veya kadın, nasıl kendi ailesine saygıda kusur etmiyorsa, aynı saygıyı eşinin ailesine de göstermelidir. Zira, onları da yetiştiren, besleyen, bugünler için hazırlayan ailenin buna hakkı vardır, öyle değil mi?