Kopyacı öğrenci ile darbe çetecisi
Kopya çeken öğrencilere hayret etmişimdir. Tamam, kimileri işin kolayına kaçıp kitaba bakarak işlerini görüyor. Bunu kabul etmesem de anlayabiliyorum.
Ama öyleleri var ki, öyle düzenekler kuruyor ki, onları anlayamıyorum. çünkü o düzeneği hazırlamak için kaybettiği vakti dersine çalışmaya sarf etse dersini öğrenmesi işten bile değil. Ama hayır. O, düzen hazırlamayı, düzenek kurmayı tercih ediyor.
Bu, bir bakıma kişinin mizacıyla, tıyneti ile açıklanabilecek bir tablo sergiliyor.
Gerçi kopyacıyı haklı çıkartma sadedinde şu itiraz akla gelebilir ve denebilir ki, derse çalışmakla alınacak not yakalanmadığı takdirde kopya çekerek alacağı düzeye asla ulaşamaz! Bu itiraz doğru. Ama bunun karşılığında üstlenilmesi gereken risk payı da yüksek.
Darbe çetecileri münasebetiyle ortaya çıkartılan tablo da bana kopyacı öğrencinin durumunu hatırlattı. Bunca okumuş yazmış insan bir araya geliyor. Bunlar olağanüstü bir mesai ile ince ince üzerinde düşünülmüş girift bir teşkilât kuruyorlar. Bu teşkilatla yasadışı fiiller ika ediliyor. İşledikleri fiillerden başkalarının sorumlu tutulması sağlanıyor. Bu fiiller bazı masum insanların hayatına mal oluyor. İktidarlar, hükümetler zor durumlarda bırakılıyor… Velhasıl bütün ülke muvafıkıyla, muhalifiyle kargaşaya sürükleniyor. ülke ekonomisi alt üst oluyor. Binbir güçlükle kurulmuş olan dengeler sarsılıyor. Sarsılan dengelerin altında yüzlerce, binlerce insanın hayatı kayıyor, istikbali sönüyor.
Bu kargaşanın yeniden düzeltilmesi yıllara mal oluyor. Her şey sil baştan yeniden kurgulanıyor. Dön dolaş belli bir noktaya gelindiğinde, yeniden aynı kargaşa ortamına doğru yürünmeye başlanıyor… Bu ülkede bu durumun yinelenmesine defalarca tanık olundu. Her şeye sil baştan yeniden başlandı.
Bu ülkenin siyaset arenasında geçerli bir retorik sayılan demagoji de aynen bu suç şebekelerinin örgütlenmesi türünden bir olay. Demagog kendini haklı çıkartabilme adına veya bir olayı, bir sorunu kendince çözüme ulaşmış gösterme adına öyle incelikli bir mantık örgüsüyle yurttaşın karşısına çıkıyor ki, insanın böylesine ince düşünülmüş bir izah tarzının o sorunun sahiden çözülmesine harcansa sonuç alınırdı diyesi geliyor…
Ama söylediğimiz gibi, bu, kişinin mizacıyla ilgili bir konu. Bazı yaradılışların varlık hikmeti olumlu iş yapmaya, mesele çözmeye veya hizmet etmeye elverişli değildir. Onlar, bilakis yapılanı bozmaya, kurulmuş olanı yıkmaya memur sayar kendini.
İmdi, böyle bir çete, mesaisini, diyelim ki, bir siyasî parti kurmaya tahsis etmiş olsa yasal yoldan belki de bir başarı elde etme imkânına kavuşabilirdi. Ne ki, bu almaşık başarısızlık riskine açıktır. Fakat yasal olmayan yöntemin başarısızlık şansı mevcut değil mi? Burada, bizim bilemeyeceğimiz, anlamakta zorlanacağımız alternatif maliyet hesabı devreye giriyor olmalı…
Ben, durumu yargılamaya değil, fakat anlamaya çalışıyorum.
Yazarlardan biri, vaktiyle, kopyayla okulunu bitirdiğini iftiharla anlatmıştı. O yazarın yazıları "meslek hayatı"nda da durumunu ifşa etmeye yetiyordu. O, bir muhbirin (o, buna "minik kuş" adını vermişti) üflediği çalıntı bilgi ve haberlere dayanarak yazısını meydana getiriyordu! Bu demektir ki, müşarünileyhin kaleme aldığı yazılar da bir tür kopyaya dayanıyordu.
İmdi, belli olan bir şey varsa, kopyacı öğrencinin de, mafya babasının da, darbe çetecisinin de gözüne kestirdiği hedef kestirmeden sonuca atlamaktır. Bunun neticesinde isterse bütün millet, bütün dünya batsın. O, kendisine beş kuruşluk menfaat sağlayacak bir sonuca ulaşmak için gözünü kırpmadan dünyayı ateşe vermekten kaçınmaz! Kaçınmadığı görülüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.