Yeniden Meclis!..
Bilmiyorum dikkatinizi çekiyor mu; TBMM, iyice devre dışında kaldı.
Yeni Anayasa için çalışmalar var ama muhalefet partileri açısından tam manasıyla Kimin eli kimin cebinde belli değil! vaziyetleri sözkonusu.
CHP alabora; zaten sıkıntılı bir partiydi, şimdi, tam bir cadı kazanı.
Kemal Kılıçdaroğlu garibim; bir yandan Emine Ülker Tarhan sıkıştırıyor öbür taraftan Sezgin Tanrıkulu.
Haluk Koç da, Lider olmayı denemiş bir ağır isim olarak bastırıyor.
Bir monşer var, o da ayrı telden çalmakta.
Oslo meselesine ilişkin açıklama ve değerlendirmeleri alt alta dizin:
-Oslo ihanettir!
-Oslo devam edebilir!..
-Sayın Genel Başkanımız Osloya hiçbir zaman karşı çıkmamıştır.
-Oslo meselesi saptırılıyor, biz her zaman kan duracaksa devam edilir dedik ama böyle değil.
-Partimizde Oslo konusunda görüş ayrılığı yoktur. Dikkat edilirse görüşler birbirini tamamlamaktadır!..
Dedik ya kimin eli kimin cebinde!..
Bizim meşhur, Önder Sav-Telefon Dinleme komedisi malûm...
Kemal Kılıçdaroğlu da, Dinleniyoruz! diyor.
Yalan değilse sözünüz, üzerine gidin!..
Efendim; ne çıkacak ki!.,.
İyi o zaman yapma bu işi!..
Sayın Bahçeli...
MHPde de büyük sıkıntılar var; Anayasa referandumunda CHP-BDP çizgisine oturan MHP, bir ara Terör meselesini politikaya alet etmenin yanlışlığına dikkat çekti ama...
Balyoz kararlarına tepkinin dozu ile yine aynı çizgiye oturdu!..
Sayın Bahçeli, kasetlerle bir miktar sıkıştırılmıştı, şimdilerde Koray Aydın sıkıntısı var.
Koray Aydın, Bahçeliye Silivriye yeterince sahip çıkmadığı için! yüklenmekte.
Taban ise bambaşka bir yerde ama sesi yukarıya ulaşmıyor.
BDPden bahse bile gerek yok; BDPli vekil, çözümden yana olsa da İmralı baskısı yakasında!..
Var gibi ama yok aslında, böyle bir parti.
Bu Meclis tablosu içinde en az problemli olan AK Parti.
Süreç, AK Parti ile birlikte götürülecek...
Bu bakımdan, AK Partinin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi çok önemli.
Fitne meselesine dikkat.
Geçtiğimiz günlerde birileri, yoğun bir kampanya ile Kadir Topbaş - Melih Gökçek kıyaslamasına girişmişti.
AK Parti ile Cemaat arasındaki tabii sıkıntıları kaşıyarak, fitnenin dalga boyunu genişletmeye çalışanlar var.
Hayır, Kartelden filan bahsetmiyorum.
AK Partiye destek verirmiş gibi görünen ya da özgürlüklerden yana imiş gibi görünen birileri, habire kaşıyor...
Bunların, medyanın önemli pozisyonlarında olduğu...
Ya da önemli pozisyonlara getirilen kompleksli mütedeyyinleri etkiledikleri de ortada.
Sayın Erdoğan, bu zorlu süreçte gemiyi karaya oturtmadan yürütmenin derdinde.
Türkiyeyi Büyük Güç olarak nitelendirilen ülkeler kategorisine yerleştirmeye gayret ediyor.
Bu zorlu süreçte, zaman zaman bazı vatandaş gruplarının da ihmal edilişine şahit oluyoruz...
ÖSYM içinde hala varlıklarını ve etkinliklerini sürdüren bazı eski tüfekler tarafından yürütülen sızdırma operasyonlarının faturası AK Partiye çıkıyor.
Bazı bakanların, Benzin pahalıysa bisiklete binsinler efendim!, Balyoz kararlarının iyi ki temyizi var! yollu açıklamaları da AK Partiye hiçbirşey kazandırmıyor.
Fazla disiplin iyi değil ama disiplinsizliğin sonu da malûm.
Vatan, millet menfaatine dost uyarılarını sürdürmeye devam edeceğiz kısmetse!..