Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Türkiye’nin Muhtarı

Türkiye’nin Muhtarı

En kutsal özgürlük, korkmadan yaşama özgürlüğüdür.

Bu özgürlük arzusu Fethi ağabeyin sözlerinde şöyle yer alır:


-“Allah’a inanan korkmaz, hüzne kapılmaz, çünkü Allah’ın sevgili kuludur.” 


Gemuhluoğlu ağabeydeki iman dairesine girmek için şu sözüne de yer vermeli.

-“Cehennem kapısını kapalı tutun, kapalı tutarak ahirete göç etmeye bakın.

”
Fethi ağabey bu çerçevede ömrünü gençliğe adarken, yanındaki yol arkadaşlarından birisi de rahmetli Aydın Bolak Bey’dir.
Aydın Bey’le kurdukları Türk Petrol Vakfı’nda ve ondan önce de çeşitli şekillerde burs sağladığı gençlerden birisi ise Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’dür.


Türkiye’yi karanlıktan aydınlığa çıkarmaya çalışan ne kadar “iman ehli” varsa, hepsinin üzerinde Fethi Gemuhluoğlu’nun emeği görülür

.
....................................


Cami ile mektebi birleştiren bir mümindir Gemuhluoğlu ağabey.


Yıllarca Göztepe’den çıkıp Fatih’e geçerek Cuma günleri sabah namazlarını Fatih Camii’nde eda etmiş ve camiye mutlaka gençlerle gitmeye çalışmıştır.


Mektepli birinin camiden haberi yoksa, onu haberdar etmiş, cami ile mektebin Müslümanın ruhunda yoğurulması gerektiğini dile getirerek şöyle demiştir:


“İnsan bağırsaktan ibâret değildir, insan gönülden ibârettir.

Yaşama sevincini yitirmemek, amma hiçbir şeye yerinmemek ve sevinmemek mesleki İslâm’ındır.
Mü’min kişi zann üzere değildir. Zannın büyüğünden de küçüğünden de sakınmıştır.
Hırs-ı mâl, hırs-ı câh üzere değildir.

Tûl-i emel sahibi değildir. Hayâlperest değildir.

Mâl ve mevkî hırsından âzâdedir.


Zannın büyüğünden ve küçüğünden nefsini berî kılmıştır.

Zaten nefsi yoktur. İzzet-i insânı ve izzet-i İslâm’ı vardır.

Nefsin izzeti olmaz.
Bunalım, Batı insanınındır.

Batı insanı zann ile yüklüdür. Batı insanı hayâlperesttir.

Batı insanı tecessüs ile ma’lûldür. Ve Batı insanı vehimlidir.”


..............................


Sözü Gemuhluoğu ağabeyin ünlü dost tarifiyle bitirelim.


“Kâinât, eflâk aşk üzere, dostluk üzere halkedilmiştir.


Size bazı dostluk, remzî de olsa bazı dostluk hikâyeleri anlatmak isterim.

Bunlar hakîkatın tâ kendisidir.


Dost ol kişidir ki, öldürülmesi muhakkak ve mukarrer olan gecede Peygamber-i Ekber’in yatağında yatar, O’na Şâh-ı Velâyet denir.
Dost ol kişidir ki, Yâr-ı Gâr’dır.

Kucağında, mübârek bir emânet vardır.

Bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe tabanını dayamıştır.
Kucağındaki mübârek emânet, uyumayan uyanıklık içinde uyur görünmektedir.

Oradan Ebû-Bekr’i yılan sokar.

Dost son deliğe tabanını, taban gibi görünen gönlünü uzatandır, gönlü ile orayı tıkayandır.


Benim size, bir mübârek söz gibi arz edeceğim bir husus yok.


Her şey söylenmiştir.

Kur’ân-ı Mecîd’de söylenmiştir, Kelâm-ı Kadîm’de söylenmiştir.

Peygamber-i Ekber Hadîs-i Şerîflerde söylemişlerdir.”


..........................


Fethi ağabey ve bütün dostlarının ruhuna bir Fatiha okuyarak, Akif İnan ağabeyin şu sözüyle rahmet dileyelim.

“O bir uygarlığın temsilcisiydi.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi