Kan, petrol ve tezkere
Ankara tarihi günler yaşıyor.
Akçakaleye Suriye tarafından düşen top mermisi nedeniyle beş vatandaşımızın hayatını kaybetmesi Başkenti teyakkuza geçirdi.
Daha önce Suriye tarafından uçağımız düşürülmüş ve 2 pilotumuz şehit edilmişti.
Şimdi de 5 masum insanımız hayatını kaybetti.
Türk ordusunun Suriye hedeflerini vurması üzerine ise Suriyeli askerlerden hayatını kaybedenlerin olduğu belirtiliyor.
Henüz kesinleşmiş bir rakam yok.
Ne kadar hazin ve acı verici bir durum değil mi?..
Başbakan Erdoğan daha önce yaptığı bir açıklamada Suriye olayını 2. Kerbela olarak nitelendirmişti.
Gerçekten de bu son durum Erdoğanın o sözlerini haklı çıkartacak derecede ciddi...
Bütün mesele ne biliyor musunuz?
Gözü enerjiden başka hiçbir şey görmeyen Haçlı Emperyalistlerin, kan içici Siyonistlerin bölgeye yaydıkları fitne ateşi...
Bu bazen İran-Irak savaşı olarak, bazen Arap Baharı olarak, bazen de PKK olarak karşımıza çıkıyor/çıkartılıyor.
Ortadoğunun gerçek hakimleri bir taraftan bölgedeki eskimiş kuklalarını, diğer taraftan da cetvelle çizdikleri sınırları değiştirmek istiyorlar.
Bütün mesele bu...
Müslüman kanı üzerinden İslam Coğrafyasının petrolü...
ABın da, NATOnun da, BMnin de şifreleri şu iki kelimede gizli: Kan ve Petrol.
Tıpkı Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu gibi bütün İslam Coğrafyası Osmanlının getirdiği o refah ve barış içerisindeki huzurlu günlerine ne kadar muhtaç...
Dün tezkere görüşmelerini takip için gün boyu TBMMdeydik.
Son dönemlerde Meclis çalışmalarını hiç bu kadar buruk takip ettiğimi hatırlamıyorum.
Ben tam AK Parti kulislerine girerken, partisinin kapalı grubu tamamlayan Kemal Kılıçdaroğlu neşeli bir vaziyette Genel Kurula doğru hızla ilerliyordu.
Bu neşeli tavra bir anlam veremeden kafamı kemiren bir yığın soruya cevap aramak üzere gittiğim AK Parti kulisinde ilk olarak Meclis Başkanı Cemil Çiçek ile karşılaştık.
Yılların deneyimli siyasetçisi ve tecrübeli devlet adamı Çiçek, bakanlardan Binali Yıldırım, Mehdi Eker ve bazı milletvekilleriyle durum değerlendirmesi yapıyordu.
Bu esnada Meclis kapısında bir hareketlenme oldu.
O tarafa doğru yöneldiğimizde Erdoğanın Meclise girmek üzere olduğunu gördük.
Erdoğan bizimle selamlaşarak el sıkışıp, bir değerlendirme yapmayacağım dedikten sonra kurmaylarıyla birlikte Genel Kurula doğru hareket etti.
Ancak kuliste Cemil Çiçeki görünce o bölüme geçti ve aralarında bir süre istişare gerçekleşti.
Aynı zamanda Genel Kurulda tezkere öncesi AK Parti Grup Başkan Vekili Canikli ile CHP Grup Başkanvekili İnce arasında sert biçimde Esaddan yana mısın, Obamadan yana mısın? tartışması yaşanıyordu.
Bu esnada yanımıza gelen Başbakanın baş danışmanlarından Yalçın Akdoğan Suriye ile ilgili şu yorumu yaptı:
Karşılık vermeyince karşılık verilmedi diye eleştiriyorlar.
Karşılık verince de bizi savaşa sokmak istiyorlar diye eleştiriyorlar.
Mahallenin delikanlısının elini kolunu bağlamışlar, mahallenin çocuklarının tokatlanmasını izliyorlar.
Buna göz yumamayız.
Türkiye savaşa girmiyor, soğukkanlı, dengeli ve kararlı hareket ediyor.
Yine benzer açıklamalar AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelikten geldi.
Çelik, milli bir meselede CHPnin tavrını eleştirerek şu değerlendirmeleri yaptı:
Türkiye savaş isteyen bir ülke değildir ama mütecaviz bir devlet egemenlik haklarımıza saldırırsa Türkiye gereğini yerine getirebilecek kudrette bir devlettir.
Bu milli meselede herkes hükümetin arkasında saf tutmalıdır.
Krizi Başbakan Erdoğan bizzat kendisi yönetmektedir.
Hükümet de Meclis de işinin başındadır.
Bugün Yüce Meclisin tek bir ses olarak tezkerenin arkasında durmasını bekliyoruz.
Suriye ile ilgili haklarımızı saklı tutuyoruz.
Suriyeden gelen hiçbir açıklamanın doğru olmadığını biliyoruz.
Şimdiye kadar da başka açıklamalar yaptılar hepsi zaman kazanmayla ilgili.
Suriyede şu anda bir katliam şebekesi var ve söylediklerini de kaale almak zorunda değiliz.
Tezkerede MHP yine geleneğini bozmayarak daha önce açıkladığı üzere iktidarın yanında yer aldı.
BDP ise Kılıçdaroğlu yönetiminde giderek BDPlileşen CHPyi destekledi.
Ve tezkere 320 kabul, 129 ret oyla kabul edildi.
Aldığımız bilgilere göre bir hafta sonra Kandil için yeni bir tezkere gelecek Meclise...
Kandilin bir başından girip diğer başından çıkalım ama Suriyeye asla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.