M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

“Cenaze Sala”sı Türkçe Okunabilir mi?

“Cenaze Sala”sı Türkçe Okunabilir mi?

Yaygın olarak Anadolu’nun çoğu yerinde minarelerden “sala” sesleri duyarız.

Şayet, Perşembe yatsı veya Cuma öğle vakti değilse okunan “sala”nın bir cenazeye ait olduğunu anlarız.

Ama müezzinin neler söylediğine pek dikkat etmeyiz.

Esasen bu bizi fazla da ilgilendirmez.

Bizi ilgilendiren sadece “sala” bittikten sonra yapılan duyurudur.

Kimin vefat ettiği, namazın nerde kılınıp hangi mezarlığa defnedileceği önemlidir bizim için!

Eğer cenaze tanıdık değilse: “eh, biri daha ölmüş” der, geçeriz!

Biraz dindarlık varsa: “innalillah” der ve ardından “Allah rahmet eylesin” diye ekleriz.

O kadar!

***

Acaba, müezzinin “sala”sı sadece ölenin ismini duyurmaktan mı ibarettir?

Eğer böyleyse, dakikalarca okuduğu “sala” sözlerini müezzin niye ve kimin için söyler?

Aslında okunan o “sala” sözlerinde; derin manalar, ibret dolu ikazlar vardır.

Ne yazık ki, çoğumuz bunun farkında değilizdir!

Aslında ölümün kendisi ibrettir bize ama hab-ı gafletimiz, iş meşgalemiz, dünya telaşımız bu ibreti gölgeler!

Eğer müezzinin okuduğu “cenaze salası”nı insanlar anlasaydı, pek çoğu bundan etkilenecekti.

Tıpkı, Cuma hutbesinin sonunda okunan ayet gibi.

Hatip minberden inmeden önce son okuduğu ayeti dinleriz hep:

“İnnallahe ye’müru bil adli vel ihsani ve itai zilkurba ve yenha anil fahşai vel münkeri vel bağyi ya’iduküm lealleküm tezekkerun.”(Nahl,90).

Ve ardından ayetin anlamını da söyleyerek minberden inerler:

“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”

Keşke, insanların anlamadığı Arapça ibarelerin tümü, anlamlarıyla birlikte böyle verilebilse ne kadar faydalı olur!

***

“Cenaze salası”nda da böyle bir uygulama yapılamaz mı?

Bu bir namaz değil, ibadet hiç değil!

Öyleyse şer’i bir mahzur olmasa gerek!

Halkın ana dilinde ve anlayacağı şekilde “cenaze salası”nın anlamlarını da vererek duyurmak ne kadar faydalı olur!

“Cenaze salası”nda ne diyor müezzinler, hatırlayalım.

Salatü selamdan sonra söyledikleri şunlar:

“İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.” Anlamı: Hepimiz Allah’a aidiz ve biz O’na döneceğiz.

“Ya muhavvilel havli vel ahval havvil halena ila ahsenil hal.” Anlamı: Ey halleri halden hale çeviren Allah’ım, bizim halimizi en güzel hale çevir.

“Accilu bissalati gablel fevt.” Anlamı: Vakti geçmeden önce namaz kılmakta acele ediniz.

“Accilu bittevbeti gablel mevt.” Anlamı:Ölüm gelmeden önce tövbe etmekte acele ediniz.

“Küllü nefsin zaigatül mevti sümme ileyna türceun” Anlamı: Her nefis mutlaka ölümü tadıcıdır ve sonra bize döndürüleceksiniz.”

Daha buna benzer her yöreye göre değişen bir takım ilahi uyarı ve hatırlatmalar…

***

Bu teklifimizi sakın ola ki, ezan ve namazda okunan Arapça lafızlarla karıştırmayalım.

Onlar, Allah ve Rasulü’nün bize öğrettiği ve tevatüren intikal eden dinin değişmeyen ibadet formlarıdır.

Hangi dilde olursa olsun bunların başka lisanla ifade edilmesi, hiçbir müminin aklının ucundan bile geçmez.

Onlar, şiardır, semboldür, simgedir, paroladır…

Ama, cenaze salası, perşembe veya cuma salası, ölüye telkin, hutbe metinleri ve sair dualar, insanların anlayacağı dilde söylenirse din elden mi gider?!


twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
48 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi