Savaşın çocukları
Kapalı kapılar ardında, kerli ferli adamlar toplanır ve bizim adımıza kararlar alırlar. Bizim toprağımız, bizim değerlerimiz ve bizim varlığımız üzerinden hesaplar yapılır. Sonra da yazılan senaryo sahnelenir ve katliamlar başlar. Bizlere, asılsız öyküler anlatılır ve arka tarafta masum insanlar ölmeye devam ederler.
Aslında, nükleer enerji, petrol, gaz ve maden rezevlerinden zengin olma hayalleri vardır ama bizlere demokrasi ve eşitlik getirme görevlerinin olduğunu söylerler. Arka tarafta kurgulanan film sahneye konulduğunda insanların çığlıklarını işitirsiniz. Küresel terörizmin, yayılmacılığı ve despotizmi içerden işbirlikçilerle desteklenir ve bizim üzerimizden yeni hesaplar yapılır. Bütün bunların faturasını olup bitenlerden hiç haberdar olmayan masum çocuklar kadınlar ve halk öder.
Geçmişte Irak'ta, Afganistan'da olduğu gibi şimdi de Suriye'de kadın erkek genç çocuk ölmeye devam ediyor. Savaşların birinci derecede mağdurları ise yine çocuklar oluyor.
Nedendir bilinmez ama onlar sebebini hiç bilmedikleri bir kanlı savaşın içinde buluyorlar kendilerini! Çelimsiz bedenleri savaşın tokadıyla savrulurken hiçbir zaman unutamayacakları bir tahribata maruz kalıyorlar.
Filistin'de, Afganistan'da Suriye'de Arakan'da çocukların ölümüne seyirci kalan bir dünya var. Aslında bütün bunlar, gittikçe kaynakları tükenen, artık insanoğlunun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan hırçın, ihtiraslı ve açgözlü zihniyetlerin ne kadar despot ve acımasız olduğunu da gösteriyor.
Savaşın çocukları boş yere öldürülmüyor... ölmüyor, onlar babalarının günahları çünkü. Elbette sömürgeci zihniyetlerin kurbanıları. Adının başında ebedi de, sonsuzlukta olsa; barış ve özgürlük, adalet ve hayat aslında bu çocuklar gibi makus bir talihsizlik yaşarlar sömürgeci baronların ellerinde ve hayatlarında.
Savaşın çocuklarının acıklı sonları kadar, batı emperyalizminin heder ettiği, yok ettiği bu değerlere de ağlama vakti şimdi. Batının bombalarıyla sözde barışı ve özgürlüğü, hayatı ve adaleti götürdüğü yerler şimdi bu değerlere mezar olmuş durumda.
İstedikleri tek şey aslında, yer altı ve yerüstü kaynaklarını kontrol altına almak... Bu emeller uğruna ölüyor savaşın çocukları...
Zaman her şeyin ilacı! Savaşın çocukları bir gün bu karanlığın sayfasını yırtıp ve kendi gözyaşlarıyla, alın terleriyle yazacaklar kendi hayat hikayelerini...
Çünkü kanlarıyla yepyeni laleler açacak tarih sayfalarında... Çünkü bir Bedir coşkusuyla toprağa düşen şehit atasının son sözüyle büyüdü, savaşın çocukları:
La ilahe illallah ! (Mutlak adalet, Barış, özgürlük ve hayatın Hükmü Allah'ındır)
Bu sözle yaşayacaklar! Bu sözle dirilecekler!
Savaşın çocukları ...!
Umudun Çocukları ...!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.