Polis dayak yiyor!..
Hafta sonunda sözde Alevilerin eylemini izledik
Alana vardığımızda gördük ki, tam manasıyla sütü bozuk Baas eylemi!.. Bir dolu illegal adam vardı.
Polis tertibat almış, her mitingde olduğu gibi geçenlerin üstleri aranıyor, hani bomba, dinamit filan olmasın
Baasçılarda niyet bağcı dövmek ya, hemen tepki: Üzerimizi aratmayız!...
Şu bu, derken
Polise hücum!
Garibim polis, dokunsa medyada tantana!..
Kim sahip çıkar ki, ye gitsin polisi!..
Biliyorum; polisten hazzetmeyen çok.
Bu her yerde böyle, polis pek sevilmez
Amma velâkin, polis dediğiniz de uzaydan gelmiyor ki, sizin, bizim evladımız, ağabeyimiz, yeğenimiz, eniştemiz vesaire
Bir memleketin hastanesi ne ise postanesi de o.
Karakol da memleket mekânlarından
Orada da bin türlü problem; dert dert, neredeyse kafayı yeme noktasına gelmiş polisler ve dertli vatandaşlar
Polisin hangi meseleye hangi noktaya kadar müdahale edebileceği belirgin değil; müdahale etsen suç etmesen suç!..
Aracın arkasından niye ateş etmedin? de diyebilirler Niye ateş ettin? de!..
Kaç defa karşılaştım; polis memurları acayip tepkiler veriyor çoğu durumda
Hacı Bayram etkinliğine giderken, aracı almak istemediler
Sayın Bakanın konuşması başlayacak, işte basın kartı bırakın geçelim dedik
Hay o bakanların! dedi adam!...
Kenarda biraz konuştum
İş değişti!..
Polis sözde Alevilerin eyleminde dayak yedi
Sadece orada mı?..
Bir Çevik Kuvvet eylemi vardı, dikkatinizi çekmiştir belki
İddia o ki, bir polis memurunu selam vermediği için 8 komiser marizlemiş!..
Tepki buna!.. Ama yalan ama doğru
Orasını bilemem de, doğruysa da yalansa da durum vahim, bildiğim odur.
Polis memurlarından bolca mektup alıyoruz, sosyal medyada da iyi örgütlenmişler.
İnanmayacaksınız ama biz de insanız! diyorlar. Kullandıkları ifadelere bakıyorum:
Cinnet geçirme noktasına geldik.
Aile düzenimiz felç oldu.
Allah daha fazla versin; Askeriyede görev yapanların özlük haklarının iyileştirilmesi için her türlü fedakarlık yapılıyor, bizler ise üvey evlat muamelesi görüyoruz. Ek göstergemizin 3600 olması için Meclis'te bekleyen yasa tasarıları var. Ama
Evet
Devam edelim:
Ayda 320 saat çalışıyoruz. Diğer devlet memurlarının çoğu 160 saatte tamam. Ya, sen 320 saat çalışıyorsun al sana farklı maaş! diyen de yok. Aksine, daha az çalışandan az alıyoruz. Suçlulara karşı biçare durumdayız. Bıçakla, satırla saldıran birine karşı kendimizi silahımızla savunduğumuzda orantısız güç kullanmakla itham ediliyoruz....
İstirahat bir insan hakkı
Buna dikkat çekerek diyor ki polisler:
Devlet Memurları Kanunu'nun açık hükmüne rağmen Emniyet Teşkilatı Kanunu'nda istirahat süresi belirtilmemiş ve 'Polis 7/24 saat çalışır,' ibaresi var. Kanuna göre polisin dinlenme hakkı yok. Yüzlerle ifade edeceğimiz polis intiharları ve cinnetleri var. Bu olaylar incelendiğinde hemen hepsinin meslekleriyle ilgili olduğunu görürüz. Fakat nedense ailevi sebepler denilerek kapatılmaya çalışıyor.
*
Polis memurlarından çok sayıda tanıdığım var, çoğunun Başbakan Erdoğanı sevdiğini ve saydığını biliyorum
Ancak, kahir ekseriyeti oluşturan bu gruptakiler bile şikayetçi
Diyorlar ki; BDPliler, PKKlılarla dağda buluşup sarmaş dolaş oluyor
Onları dinliyor
Kahrolası teröristlere muamele bu
Hani
Sayın İçişleri Bakanımız da bize bir kulak verse!.. Derdiniz nedir mesai arkadaşlarım! dese
Ne iyi olurdu!..