Darbe Komisyonu için: Silahlı Gerçekler!..
Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonunun çalışmalarını zevkle izliyoruz!..
Bugüne kadarki araştırma komisyonu çalışmalarından pek de önemli sonuçlar çıkmadı...
İşte...
Komisyonların başkanları yıllar yılı Ne yapalım, gelmediler, gitmediler, geldiler bişey demediler...
Adımız hıdır, elimizden gelen budur!. yollu laflar etmekte.
Bu sefer durum farklı...
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonunun çalışmalarına ve bugüne kadar elde ettiği sonuçlara bakılırsa iyi bir noktaya varılacak gibi...
Özellikle devam etmekte olan 28 Şubat darbe davasına buradan çok önemli katkılar gelecek!..
Hadi bir katkı da bizden;
Komisyonun dikkatine:
Erbakan Hoca iktidardaydı ve zamanın Askeri yönetimiyle arasında bir tartışma yaşanmıştı.
Hatırlanacaktır; zamanın bazı Komutanları kameraların karşısına geçip, Hükümet bize ihtiyaç duyduğumuz malzemeyi vermiyor.
Her yere para buluyorlar ama Askere gelince yok! filan demişti. Onun arka planına ilişkin bilgiler arz etmek isterim...
Efendim; Savunma Sanayii alanında, Merhum Erbakanın başkanlık ettiği bir toplantı...
Zamanın Askeri Yönetimi orada...
Asker ekibi her zamanki gibi...
Farklılık, Erbakan Hocanın beraberinde Milli Görüş ekibinden savunma sanayii uzmanları getirmesinde!..
O güne kadar bu işlere siviller pek karışmazdı.
Asker, bu alanın yegâne uzmanı olarak hem ihtiyaç hem de tedarik işlerine bakardı.
Yani, neler alınacak ve nerelerden alınacak, Asker belirlerdi.
Başbakan Erbakanınki yeni bir usuldü...
Yeni olduğu için de haliyle yadırgandı...
O toplantıda, Başbakan Erbakan Askerlerin sunumlarını dikkatle dinledi.
Ve sonrasında dedi ki özetle:
Evet, ihtiyaç kalemlerini aldık. Şimdi arkadaşlarımız bir çalışma yapacak.
Bir rapor hazırlayacak.
O rapor ve sizden gelen bilgileri birlikte değerlendirip ihtiyacı karşılarız!..
- Olacak iş miydi Erbakan Hocanın yaptığı!..
- O güne kadarki Başbakanlardan hiçbiri, böyle bir çalışma yürütme ihtiyacı hissetmemişti!..
- Erbakan Hoca, karşı tarafa ne gibi bir mesaj vermek istiyordu!..
Zamanın askeri yönetimi, üç aşağı beş yukarı bunları söyledi Erbakan Hocanın yüzüne karşı...
Erbakan Hoca da, o bildik sakin tavrıyla tepki yüklü cümlelerin bitmesini bekledi...
Bittikten sonra da:
Burada aziz milletimizin kaynakları söz konusu. Milli kuruluşlarımız tarafından üretilebilecekleri elbette kendimiz üreteceğiz.
Şimdilik üretme imkanı bulunmayanları ise en uygun kaynaklardan temin edeceğiz.
Hiç şüphesiz kıymetli ordumuzun bütün ihtiyaçları en güzel şekilde karşılanacaktır!..
Sizler ihtiyacınızı söyleyin nerelerden alınacağını bize bırakın!..
Tamam da...
Olmuyor ki Erbakan Hoca!..
Dendi ki usulünce o gün:
Usul bugüne kadar nasıl geldiyse öyle devam etsin.
Hem ihtiyacı biz belirleyelim, hem de nerelerden alınacağını!..
Kural şu: Top, tüfek, tank, uçak, helikopter...
Milyarlarlarca dolarlık kaynak!..
Bunlar kimlerden nasıl alınacak, sivil zinhar karışmayacak!..
Evet; Rahmetli Erbakan Hocanın bu tavrı, Askeriyede rahatsızlık meydana getirince, konu zamanın DYPli Savunma Bakanına iletildi.
Savunma Bakanı, Lideri Tansu Çillere gitti.
Tansu Çiller de Erbakan Hocaya...
Sayın Çiller, ortağı Erbakan Hocadan, bu konuları fazla incelememesini, aksi takdirde parti grubunu ve dolayısıyla koalisyonu ayakta tutmakta güçlük çekeceğini söyledi.
Rahmetli Hoca dinlemedi; bir sonraki toplantıya ve sonraki toplantılara ekibini götürdü.
Ekibi zımba gibi hazırlıklar yapıyordu...
Zamanın Askeri yönetimi bu tavırları hiç hoş karşılamadı!..
Biz efendim; o günlerde olan biteni yazdık..
Birileri kızdı...
Bu Serdar Arsevene malzemeyi kim sızdırmış olabilir? sorusunun cevabını aradı.
Malzeme verdiğinden şüphelenilen bürokratlardan bazılarını kızağa aldı.
O kızağa alınan savunma sanayii bürokratlarından biri, şu an bürokrasinin tepeye çok yakın bir noktasında...
O herşeyi biliyor; ben biliyorum, Erbakan Hocanın savunma uzmanları biliyor...
Amma velâkin, Erbakan Hocanın uzman ekibini Savunma Sanayiine götürmesine niçin bu kadar kızıldığı gündeme gelmiyor...
Tam da zamanı ya...
Biz gündeme getirelim dedik...
Silahsız darbe mi olur!..