Hepimiz Piyanistiz
Dün İstanbul Adliyesi’nde Fazıl Say davası vardı.. Piyanist’in, 1,5 yılla yargılandığı dava 18 Şubat’a ertelendi.. Hakkındaki suçlama ise Ömer Hayyam’a ait olduğu iddia edilen bir dörtlüğü, sosyal paylaşım sitesinde alıntılayarak, takipçileriyle paylaşmak.. O dörtlüğü buraya nakledemeyeceğim!! Düşünün ki, bir yazıya, üstelik de teknik bir nedenle bile nakledemeyeceğim kadar ahlaksızca bir sözü, insanlara, onaylayarak aktarmakla suçlanıyor Fazıl Say.. Mealen, cennet’i, gerçek hayattaki mekanlara benzeten bir dörtlük..
GERÇEK Mİ SÖZ SANATI MI?
Bir sanattan söz ettiğimize göre, her türlü ihtimal var.. Örneğin Ömer Hayyam orada “cennet” derken, insanların mutlu olduğu bir mekanı, “şarap” derken bir dost sohbetini falan da kastetmiş olabilir.. Neticede sanat ve edebiyatta her sözü, ilk anlamıyla algılamayabiliriz.. Ancak bu sözü nakleden Fazıl Say, (önündeki ve arkasındaki diğer ifadelere bakarak söylüyorum) apaçık, gerçek anlamıyla kullandı bunu..
HANGİ MAHKEME?
Dine, İslamiyete, Kur’an-ı Kerim’e, Hz.Muhammed’e yapılan hakareti yargılayacak bir tek makam var aslında biliyorsunuz.. Ne Çağlayan Adliyesi, ne Anayasa Mahkemesi... Bir tek yerde verecek bunlar hesabını.. Ahirette.. Bugün burada yargılanan ise, milletin değerlerine sövme suçudur.. Halkın inandıklarını küçümseme, aşağılama, alay etme fiili.. Mahkeme bunu yargılıyor. İtham şu; “Benim inandığım değerlere nasıl söversin?” .. Kimileri de; “bırakın sövsün, ne var bunda?” diye soruyor. Ne var ki? Bugün Allah’a, yarın Peygamber’e sövsün.. Ne olsun bunun adı? Fikir hürriyeti.. Düşünce özgürlüğü.. Var mı sövme hürriyetimiz milletin değerlerine?. E var.. Sövelim gitsin o zaman..
SANATÇILARIMIZ YARGILANIYOR
Mahkemenin önünde bir kalabalık var.. Bağırıyorlar ortalığa doğru; “Fazıl Say yalnız değildir”.. Bülent Kayabaş, Tarık Akan, Rutkay Aziz, Selçuk Yöntem gibi isimleri gördüm yalnız bırakmayanlar arasında.. “yalnız değilsin aslanım”.. Biz de seninle birlikteyiz. Biz de Ömer Hayyam gibi düşünüyoruz.. Arkadaş, daha Ömer Hayyam’ın ne düşündüğünü bile bilmiyoruz ki.. Gerçekten edebi sanatlardan birini mi kullandı, metafor mu yaptı, mecaz mı?.. Ama “hepimiz Fazılız”.. Neden? Çünkü sanatçılarımız yargılanıyor. Bu ülkenin sanatçısı, gazetecisi, yazarı, akademisyeni yargılanıyor.. Vah ülkeme.. Piyano çalıyorsa bir insan, her türlü değere saldırma hakkına sahiptir.. Allah’a sövelim, Mozart çalalım.. Kur’an-ı Kerim’e saydıralım Beethoven üfleyelim.. Nasıl olsa adliye kapısının önünde biri sahiplenir bizi değil mi?.. Bu numaraları biliyoruz artık.
MÜZİSYENLER SUÇ İŞLEMEZ
Fazıl Say suç işlemez. Çünkü o bir piyanist.. Hatta dünyanın tanıdığı bir piyanist. Mustafa Balbay.. Asla.. Neden? Çünkü o bir gazeteci... Ya Fatih Hilmioğlu’na ne demeli?.. Bir akademisyenin suç işleyebileceğini nasıl düşünebilirsiniz?.. Ya suçüstü yakalanırsa?.. O zaman da, “Hepimiz Piyanistiz..” Kalın sağlıcakla.