Maslak ve Ayazağa... Malı asıl götüren kim?
Her zaman söylerim; sizin ne dediğiniz veya ne yaptığınızın pek önemi yoktur... Önemli olan, bunun nasıl yansıtıldığıdır.
Bazen; ağzınızla kuş tutsanız bile, aaa derler; Adam ne kadar çağdışı!.. Bu çağda bir tüfeği bile yok ki, kuşu ağzıyla tutuyor!
Ya da;
Bir nehri veya gölü, suyun üzerinden yürüyerek geçersiniz de, derler ki; Aaa, adam yüzme bilmiyor!
Dedik ya;
Önemli olan sizin maharetiniz değil, onun nasıl sunulduğudur.
İşte bunun en çarpıcı örneği...
1950li yıllarda, bir imamın keçisi çalınır... Dikkat edin, çalınır!
Ama Cumhuriyet gazetesi, bu haberi imam keçi çaldı diye verir, iyi mi?!?..
ŞİŞLİ-SARIYER KAVGASI!
Aradan; bırakın yıllar geçmesini, çağlar bile geçse, bu gerçek değişmez.
İşte, görüyoruz.
13 ile daha büyükşehir statüsü sağlayacak kanun tasarısı, Meclis İçişleri Komisyonunda görüşülüyor... Görüşmeler hayli sancılı ve gerilimli geçiyor... CHPliler, bu tasarı kanunlaşırsa, AK Partinin, büyük bir rant elde edeceğini iddia ederken, MHPliler, bu düzenlemenin Türkiyeyi federasyona götüreceğini ileri sürüyor...
Tuhaf ama gerçek;
BDPliler de, tasarı merkezileşmeyi güçlendirecek kaygısını taşıyor.
Tam bu tartışmalar yaşanırken; Komisyona bir önerge verildi... Kabul edilen bu önergeye göre; İstanbulun Şişli ilçesine bağlı Maslak, Ayazağa ve Huzur mahalleleri, Sarıyer ilçesine bağlandı.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül başta olmak üzere CHPliler hop oturup, hop kalkıyor.
Diyorlar ki;
Ayazağa-Maslak İstanbulun en değerli bölgesi, İstanbulun Manhattanı olarak tanımlanıyor. AKP orayı ele geçirmek istiyor. Yerel seçimlerde Şişliyi alamayacağını biliyor. Ancak bu iki bölgenin desteğini alarak, Sarıyeri CHPden alabileceği hesabı yapıyor. Böylece hem Sarıyer Belediyesini, hem de rantı yüksek bu iki bölgeyi ele geçirmeyi planlıyor.
SARIYERİ TÜLÜN KAYBETTİRDİ
Peki, doğru mu bu iddia?..
Yani, AK Parti, gerçekten de Sarıyeri kazanmak için mi getirdi bu düzenlemeyi?..
Ben, doğmamış çocuğa don biçmem... Ama, rakamları ortaya koymaktan da kaçınmam...
Şişlide 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde 108 bin 451 geçerli oyun 56 bin 959unu DSP, yani Mustafa Sarıgül, 22 bin 855ini AK Parti, 17 bin 827sini de CHP aldı.
Ayazağa, Huzur ve Maslakta ise 23 bin 710 geçerli oyun 12 bin 467si DSPye, 6 bin 764ü AK Partiye, 2 bin 138i de CHPye çıktı.
2011 genel seçimlerinde de üç mahalledeki 26 bin 369 geçerli oyun 15 bin 61ini AK Parti, 6 bin 434ünü CHP, 3 bin 254ünü MHP aldı.
Tablodan da görüleceği gibi;
Ayazağa, Maslak ve Huzur mahallelerinin Şişliden alınıp Sarıyere bağlanmasıyla; AK Partinin bir kazancı yok... Tam aksine, Şişlideki 22 bin 855 olan oy miktarından 6 binini koparıp, Sarıyere taşıyor... Yani, Şişlideki oyunu daha da azaltıyor.
Peki; Sarıyere götürdüğü bu 6 bin 764 oy ne işine yarayacak AK Partinin?..
Tabloya bir bakalım...
2009 yerel seçimlerinde Sarıyerde en yüksek oy alan iki partiden AK Parti 46 bin 200, CHP 55 bin 158 oy aldı... 2011 seçimlerinde de AK Parti 71 bin 301, CHP 74 bin 66 oy aldı.
Şişlinin üç mahallesi eklenince Sarıyerde CHPnin 2009 seçimlerindeki 9 bin oy üstünlüğü 4 bin 262ye düşüyor.
Yani; Ayazağa, Maslak ve Huzur mahallelerinin Sarıyere bağlanması da, AK Partiye bir üstünlük sağlamıyor.
Ama, şu da bir gerçek...
AK Parti, 2009 seçimlerinde Sarıyeri CHPye kaptırdı ama, 2004 seçimlerinde burası AK Partinindi... Oyu da 36 bin 106 idi... CHP ise 28 bin 648 oy almıştı...
Belki de; 2009da Yusuf Tülünün tavrından dolayı kaybetti seçimi... Demek oluyor ki; halkın sevdiği bir aday gösterilirse, AK Parti, yeniden kazanabilir Sarıyeri!..
Bu da demektir ki;
Destek oylara ihtiyacı yok!..
CHPDEN FARKLI SESLER
Gelelim, diğer iddialarına...
Ne diyor CHPliler;
Maslak ve Ayazağa gibi rantı büyük iki bölgeyi ele geçirmek istiyorlar!
Evet, CHP kurmayları böyle diyor ama, Sarıyerin CHPli Belediye Başkanı Şükrü Genç, gelişmeden son derece mutlu...
Bakın, neler diyor;
Belediye olarak İçişleri Bakanlığına bu değişiklik talebi için gittim, ancak komisyon kararıyla bu talebim reddedildi... Ardından konuyu mahkemeye taşıdım, buradan da olumlu sonuç alamadım... İçişleri Bakanlığından aldığım yanıttan sonra önceki akşamki gelişme benim için de sürpriz oldu ama Sarıyer için ekonomik anlamda büyük bir kazanç... Birileri siyaseten ne hesap yaptı bilemiyorum ama hak yerini buldu, Sarıyer kazandı. Hayırlı olsun.
Şu hâle bakın;
CHPli kurmaylar karalar bağlarken, CHPli başkan, neredeyse zil takıp oynayacak kadar mutlu...
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz:
Seçimi ister CHP, ister AK Parti kazansın, ya da birinden biri kaybetsin... Sonuçta Sarıyerin kazanacağı kesin!..
RANT BÖYLE KAZANILIR!
Gelelim, şu rant meselesine...
İki körün hikâyesini bilirsiniz...
Hani, körlerden biri, diğerine; Dolmaları çift çift yemeye utanmıyor musun? demiş de, diğer kör:
Allahtan kork!.. Sen kör, ben kör!.. Nereden çıkardın dolmaları çift çift yediğimi deyince, arkadaşını itham eden kör, şöyle cevap vermiş ya;
Ben, çift çift yiyorum da!
Aynen bunun gibi...
CHPlilerin kendileri rantları çift çift götürdükleri için; zannediyorlar ki AK Parti de aynısını yapacak!..
CHPlilerin malı nasıl götürdüğüne ilişkin; buyrun, önceki günkü Sabah gazetesinden bir örnek aktaralım.
CHPli Hurşit Güneşin göl oyunu başlıklı haberde, özetle deniliyordu ki;
Karadeniz sahilindeki Kocaelinin Kandıra ilçesinin şirin köyü Babalı sakinleri, CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş ve ailesinin haritada Kamış Gölü olarak geçen 645 dönüm araziyi bizim diyerek kendi adlarına tapulandırmasına karşı mahkemeye başvurdu.
Yazın nüfusu 5 bine ulaşan kışın ise 400 kişinin oturduğu, eski adı Çamkonak olan Babalı köyünden 2008de kadastro geçti. Babalı köyünde kaydı olmadığı gibi hiçbir akrabası da bulunmayan Hurşit Güneş ile birinci dereceden akrabaları Turgay Güneş, Nihal Ayser Turgut, Tevfik Güneş, Tülin Güneş, Nermin Solmaz Güneş, Ayşe Ayata, kadastro çalışmaları sırasında Kamış Gölü olarak adlandırılan, haritada bataklık ve dere içerisi olan 161 ada 36 parselde bulunan yaklaşık 645 dönümlük araziyi bizim diyerek kendi adlarına tapulandırdı.
(....)
Köyün eski Muhtarı Adem Türkmenoğlu diyor ki;
Göle tapu oturtup, komple ele geçirmeye çalıştılar. Hurşit Güneşin dedesi Kandıra bölgesinde ağalık yapıyormuş. Çamkonakta arazisi varmış ama onu da İsmail Şevki adlı vatandaşa satıp gitmişler. Kadastro geçince Hazineye ait olan yere tapu oturtmaya çalıştılar. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.
BAĞIRIYORLAR Kİ!
Diyeceğim şu ki;
AK Parti, Maslak ve Ayazağada rant elde etmek istiyor diyerek ortalığı velveleye veren CHPliler, asıl kendi içlerine baksalar, herhalde malı; kimin, nasıl götürdüğünü gayet iyi görürlerdi.
Uzun lâfın kısası;
Yalanlarla, masallarla milleti uyutmayın... Rantları çift çift götürüyorlar diye bağırıyorsunuz ama, Koca gölü sazları ve kazları ile götüren sizsiniz!..
Yoksa, tezgâhlarınız ortaya çıkmasın diye mi gürültü çıkarıyorsunuz?..
O halde, daha çok bağırın!..
Ki, denizler de çıksın ortaya!..
Apo ile görüşmeler!
Başbakan Tayyip Erdoğan, 16 Ekim günü Azerbaycandan dönerken, aralarında benim de bulunduğum gazetecilere; Kan duracaksa, İmralı ile de görüşülür dedi ya, MHPliler başladı hücuma: Eli kanlı katille görüşmek; hem millete saygısızlık, hem de şehitlerimize hakarettir!... Sadettin Tantan gibiler ise, dozajı daha da yükseltip, dediler ki; MİT-PKK görüşmesi ihanettir!
Peki, sormazlar mı adama; sizler de aynı ihanetin içinde yer almadınız mı?..
21 Şubat 2012de Meclis Genel Kurulunda, MHPlilerin gözlerinin içine baka baka; BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, şunları söylemedi mi;
Anasol-M Koalisyonu döneminde, yani 1999 yılında görüşmeler yapıldı. Gözlerimle gördüm. Yani şimdi, ben avukat olarak gözlerimle gördüm. Oralara giden, görüşen memurlar, istihbarat, hepsi hükümetlere bağlı değil mi?
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da, o görüşmelerin İmralıda yapıldığını doğrulayıp; Silahlı militanlar ülke dışına çıktı ve idam cezası kaldırıldı demedi mi?..
Söyleyin hele; altında Devlet Bahçelinin imzası da bulunan 12 Ocak 2000 tarihli protokol ile, Aponun idamı ertelenmedi mi?..
O halde, daha neyin kavgasını veriyor, daha neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz?..
Bu görüşmeleri yapmak; Millete saygısızlık, şehitlere hakaret, ülkeye ihanet ise, sizin o zamanlar yaptığınız ne oluyor?..
Siz, ne yapmaya çalışıyorsunuz, kan durmasın mı?..