Zihnimi kurcalıyor ama bir türlü elektrik alıp patlatamıyordum ki Önder Aytaç’ın “Vatandaş soruyor: dershaneler niçin kapatılıyor?” başlıklı yazısı imdadıma yetişti.

Aytaç, hükümetin sağlık konusundaki atılımların vatandaşın lehineymiş gibi gösterilerek muayenehanelerin nasıl kapatılıp özel hastanelerin desteklendiğini ve “yandaşların” bu durumdan para kazandığını örnek göstererek benzer durumun dershanelerin kapatılmasında da yaşanacağını ve bir süre sonra bazı işadamlarına temiz dershanecilik yapma fırsatı verileceğini savunuyor.

Tam burada elektriği aldım, ampul yandı.

Eczacılar, 31 Mayıs 2012’de çıkan yasalarına sevine dursun ama beş aydır yönetmelikleri çıkmadı.

Ortada gezen yönetmelik taslağı aynen geçerse işte o zaman muayenehane, dershane ve eczaneler kader birliği yapacak ve kapanacaklar.

Benim ki iddia değil.

Muayenehanelere getirilen “kapısı şöyle olacak”, “asansör böyle olacak” “hasta bekleme salonu bilmem kaç metre kare olacak” tarzında engellemeye gerek kalmadan işi toptan ve baştan çözmüşler.

Sızan yönetmelik taslağının 17. Maddesinin 2. fıkrasında aynen “ eczane olarak kullanılacak binanın imar mevzuatına göre inşa edilmiş olması yapı kullanım izni bulunması gerekir” yazıyor.

“Ne var bunda?” demeyin. Yönetmelik çıktıktan 18 ay içinde bu şartı yerine getirmeyenler yapılacak denetim ve kontrollerde tespit edilince “ faaliyetleri Bakanlık tarafından durdurulacak.”

Yapı Kullanım izninin diğer adı iskan belgesi. Türkiye’deki binaların tamamına yakınının iskanı yok. İskan alabilecek durumdakiler ise maliyetten dolayı girişimde bile bulunmuyor.

Bu maddeyle, eczacılara getirilen puanlama, yer değiştirme şartlarına bile gerek kalmadan eczanelerin kapanması sağlanacak.

Yaklaşık 25 bin eczane sayısı hedeflenen 15 bine başka nasıl düşürülecek ki?

Bu durum iskanlı binalarda yer açan meslek temsilcilerini şimdilik ilgilendirmeyebilir ancak “temiz, uyumlu eczacılık” yapacak sermayeye zincir kurma imkanı verilince iş işten çoktan geçmiş olacak.

Zincir eczane gerçekleşmese bile eskiye dönüş yaparak hastane eczanesinden ilaç verilebilir. Belki de Aile sağlığı merkezlerinde, aile hekimliğinde olduğu gibi eczacılar da dönüştürülebilir, “Al sana maaş” denebilir.

Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı’nın “endişelendiği”, Atilla Yayla’nın “ekonomik devletçilik” olarak nitelediği Eczacılık Kanunu ve yönetmeliğini en iyi Önder Aytaç’ın “Kapitalistsin ama komünist kuralları içerisinde hareket ederek...” cümlesi açıklıyor.

Muayenehane, dershane, eczane derken sıra hangi “hane” de acaba? Aklınıza gelen ise onlar kapanmaz çünkü bu hükümet zinayı suç olmaktan çıkardı.

NOT:

Bu sabah yazımı bir okuyucu gözüyle tekrar okuyunca yazının bütünlüğü açısından son paragrafın “Muayenehane, dershane, eczane derken sıra hangi "hane" de acaba? Aklınıza gelen ise onlar kapanmaz çünkü bu alanda yatırım yapacak yandaş bulunmaz” olarak değiştirmek daha uygun düşüyor. Zinanın suç olmaktan kimin çıkardığını ise başka bir yazıda inceleyeceğim.