Diz Çök İsrail
Bugün o gün.. İsrailin yargılandığı gün. Mavi Marmarada şehit olan 9 kişinin ve yaşam savaşı veren 1 kardeşimizin hesabının sorulacağı gün..
4 İsrailli general, Mavi Marmara kanlı baskını neticesinde ortaya çıkan sorumlulukları nedeniyle yargılanıyor. İlk günlerde kimse inanmadı bunun olabileceğine. Zira tartışılamaz, yaptıklarından sorumlu tutulamaz, sorgulanamaz olan İsrail, ilk kez yaptığı bir haydutluğun, terör organizasyonunun, işlediği cinayetlerin hesabını verecek.. İlk kez yaptığı yanına kâr kalmayacak. Bakınız herkesin gözü önünde yaşananlar.. Hiçbir gün hesap verdi mi İsrail..
ABD BİLE HESAP SORAMADI
Tarih 8 Haziran 1967.. Arap İsrail Savaşı devam ediyor. Amerikan Donanmasına ait USS Liberty zırhlısı Sina Yarımadası yakınlarında.. Uluslararası sularda.. İsrail jetleri, gün boyu geminin üzerinde sortiler yaptı.. İsrail ile gemi arasında telsiz irtibatı kuruldu ve silahsız oldukları, gözlem için bölgede bulundukları kayıtlara geçti.. (aslında silahlıydılar ya neyse) Hatta Amerikan gemisi olduğu hem telsiz konuşmalarında bildirildi hem de üzerindeki bayraktan da açıkça anlaşılıyordu.. Ama İsrail önce hücumbotlarını gemiye yolladı ardından da havadan saldırıya geçti.. Gemiye füzeler ve Napalm bombası attılar. Amerikan gemisine yönelik saldırı, bir buçuk saatten fazla sürdü.. Gemideki 294 kişiden 34ü öldü 171 kişi de yaralandı.. Gerek USS Libertynin sağ kalan personeli, gerekse olayda hayatını kaybedenlerin yakınları, ellerinde döviz ve pankartlarla kaç defa gittiler Kongrenin önüne.. Kaç kez istediler bu saldırı soruşturulsun, sorumlular cezalandırılsın diye... ABD, 45 yıldır bu konuda hiçbir şey yapmadı... Bildiğim kadarıyla, İsrail, olayın büyütülmemesi kaydıyla, biraz geminin masrafını karşıladı, biraz yaralıların tedavi masraflarını.. Üstüne biraz da manevi tazminat verdi ve perdeyi çekti.. Peki nasıl oldu bu? Elbette ABDdeki etkili Yahudi gruplarının, para ve siyaset üzerindeki gücü sayesinde.. Bu sadece ABD ile ilgili olan kısmı.. 2009daki savaş sırasında, İsrail, Gazze kent merkezinde bulunan 500 kişilik Kudüs hastanesini ve BM binasını koordinatlarını aldıktan sonra bombaladı. Bizzat hedef gözeterek yani.. Bütün bu yaşananlar karşısında uluslararası ve yerel hukuk sistemleri adeta çökmüştü.. Hiçbir ülke kimsin sen kardeşim? diyemiyordu İsraile.. Ne zamana kadar biliyor musunuz? Başbakan Erdoğanın one minute çıkışına kadar.. Bu zamana kadar Layüsel kabul edilen İsrail için artık geri sayım başlamış oldu..
RÜŞVET TEKLİF ETTİLER
Bugün askeri sorumluların yargılanmasına başlanacak.. Herkes diyor ki; aman canım ne çıkacak bundan? Bundan ne çıkacağını biz bilmeyiz. Hukuk bilir. Ama anlaşılan o ki İsrailin eteği tutuşmuş durumda.. Zira davanın mahkemece kabul edilmesinden hemen sonra, yargılanan askeri personel başta olmak üzere, neredeyse komutanlarının tümüne Türkiyeye gitmeyin talimatı verildi. Bu talimat durup dururken verilmedi herhalde. Hadi diyelim ki çıkması muhtemel bir karardan korkup Türkiyeye gitmeme uyarısını anladık kabul edelim. Peki İHH yöneticilerine, şehit olanların yakınlarına ve davanın avukatlarına, el altından rüşvet teklif etmelerini ne yapacağız.. Evet.. Bu davadan vazgeçmesi için, davacı tarafa ucu açık çeklerle geliyor Yahudi sermayesinin önemli isimleri. Eğer tutuşmadılarsa niye yapıyorlar bunu? Eğer bu dava çok önemli bir dava değilse, neden rahat koltuklarına yerleşip sonuçlanmasını beklemiyorlar.. Son söz şu.. Mahkeme her ne derse desin.. Bizim kalbimizdeki karar: Diz çök İsrail... Sonun yaklaştı artık.. Kalın sağlıcakla.