Köfte, Medya, Milli Eğitim, YÖK, TBMM ve Balkanlar
Üsküpteki Türk Çarşısının tam orta yerinde Murat Paşa Camii vardır. Camide Üsküplü bir öğretim üyesiyle tanıştım ve sohbet ettik.
Üsküplü dost vedalaşırken;
- Ne olur buraya gelen herkese sesinizi duyurun ve sadece köfte yiyip, bir iki de vah tüh diyerek acıma gösterisinde bulunup gitmesinler.
Buraya nefislerini değil, ruhlarını da doyurmak için gelsinler.
Osmanlı buraya nefsi için değil, ruhunda taşıdığı dini ve milli davası uğruna gelmiş ve bu topraklardaki alperenlere vefalarını göstermişlerdir dedi. Geçelim.
¥
Çeşitli televizyonlar Balkanlara gidip geliyor. Balkanların ne demek olduğunu bilmeyen ve yaşamları; yemek, yatak, tuvalet arasında boru hattı olan televizyonculara bir diyeceğim yok.
Yalnız Balkanlara; Rumeli bizimdi, Balkanlar bizimdi, orada bir tarih ve millet yok edildi diye düşünenler nedense, öğretim üyesinin dediği gibi; köftecilerde, cafelerde ve caddelerde, birkaç magazin görüntü yakalayıp, Balkanlar diye seyirciye sunuyor.
Yemek, yatak ve tuvalet hattındakileri anlarız. Adamların işi bu. Ama diğer milli ve manevi bir takım değer yargısı olan medyacıları anlamak gerçekten güç. Geçelim.
¥
Geçenlerde Beşiktaşta bulunan özel bir üniversitenin yarı bahçe yarı sokak olan içinden geçtim.
Yabancı marka bir cafenin de bulunduğu sokağımsı ve bahçemsi yolun ortasında onlarca masa vardı ve her masada öğrenciler oturuyordu.
Pek çoğunun masasında bir kitap bile yoktu. Hemen hepsinin elinde birer telefon bir şeyler yazıyor veya konuşuyor, bir kısmının da kulağında kulaklık, oturduğu yerden; bel, omuz ve kafasını oynatıyor, sigarasını tüttürüyor, içeceğini yudumluyordu.
İnsani edeb ve adaba ters oturuşların epeyce sınırlarının zorlandığı mekânın duvarlarında ise Kurtuluş Savaşına ait resimler vardı.
İnsan olan insan, hiç olmazsa o resimlerden utanırdı. İçimden böyle geçti. Neyse esas derdim bu manzarayı anlatmak değildi.
¥
YÖKün başında Türkiyenin meselelerine duyarlı bir isim var.
Balkanlar meselesi, özel gündemlerle bütün üniversitelerde anlatılmalı. Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer çünkü.
Bu söze en uygun yakın tarih ve coğrafya ise Balkanlardır.
Hemen her üniversitemizde bu ülkenin geleceği için birer Balkan Kürsüsünün kurulması gerekir.
Balkanları anlamadan; toprak, vatan ve can kaybının, esaretin, özgürlüğün, göçün, vahşetin, işkencenin ne demek olduğu anlaşılmaz.
¥
Milli Eğitim Bakanlığı da ilk, orta ve liselerde özel gündemlerle Balkanları anlattırmalı, konferanslar, paneller, seminerler düzenlemeli.
Bugün lise öğrencilerinden birine; Balkan ülkelerinden ikisinin adını söyle deseniz, birini bile söyleyecek durumda değil.
Kasım ayı yüzyıl önce Balkanlardan, ya da Rumeliden çekilişimizin ayı.
TBMM de özel bir gündemle toplanıp, Balkan kökenli vekiller, milletvekillerine Balkan meselesini anlatmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.