Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri Hakim Yusuf Övemeni kaybettik
Nedeni, sorusu, suali olmayan fakat her halükarda hikmeti olan acı bir kayıp...
Benim tespih tanelerimden birisi daha eksildi...
Okul arkadaşım, mesai arkadaşım, kardeşim...
9 Kasım 2012 sabahı... Namazını kılıyor, Kuranını okuyor, sonrası meçhul.
Emekli olmasına tam iki aya kala alıyor başını gidiyor.
Kahvaltı saatinde hanımı bakıyor ki Yusufun yatağı boş, pencere ardına kadar açık.
Sonra ikinci kattan aşağıya bakıyor, Yusuf Övmen yerde cansız.
Aile perişan, dostlar şaşkın...
Şüphesiz bu bir intihar olmazdı, ama nefes darlığı veya kriz anında pencereyi açınca o andaki durumu. Bayıldı mı, yoksa ruhi bunalıma mı girdi, kimseler bir anlam vermedi.
Tabii ki her ölümün nedenleri yanında bir çok hikmetleri de var... Peygamberimiz öyle buyurdu, Allah sonumuzu hayırlı etsin..
Evet, önemli olan sonumuz, hiç kimse yolculuğa nasıl ve ne zaman çıkacağından emin değil, akıbetini bilemez... 1968 okul yılları geliyor aklıma...
Anadolu gurubundayız, başkanımız Bülent Arınç, Küçük Erbakan.
Köyden kente gelen bir avuç Anadolu genci...
Ortalık Darvin akıllılarıyla kaynıyordu. Marksizm, din afyondur yokuşunda Anadolu insanını önce inançsızlaştırıp sonra da sömürülmesine yol arayan sol akımlar.
Bizim gurubun gönüllüleri, daha doğrusu Hukuk Yurdu mescidinin müdavimleri:
Bülent Arınç, Beşir Atalay, Selamet İlday, Tevfik Fikret Göncüler, Arif Ökemen, İlhan Günay, Ali Alkan, Ali Fidancı, Şükrü Karatepe, Ahmet Soylu, Mehmet Elkatmış, Mehmet Büyüktaş, Mustafa Ormanoğlu, Cemal Akın, Ali Karageyin, (merhum) Celal Çakmak, Oğuz Ünal, Lüfü Tombaloğlu, merhum Yusuf Övmen, Altan Balantekin, Şerafettin Kabakçioğlu ...
Daha bir çok isim...
Yusuf Övmen, sol iktidar dönemlerinde bile Adalet Bakanlığında kalmayı başaranlardan. Ceza Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcılığına kadar yükselerek cezaevi mevzuatını kavramış iyi bir uzman. Sahasında görev bekliyordu...
Ne var ki uzmanlık bu ülkede her zaman para etmiyor.
Gidin bakın, yüksek müşavir kızağında olanlar bu iktidara yakın isimler. Deneyimli, tecrübeli ama merkez valiliği sıfatında paşa paşa oturuyorlar.
Sade orası mı?
Denizcilik Müsteşarlığındaki deneyimli genç bürokratlar da kızakta, sözde torba kadrolara almışlar ve torbalamışlar. Ne hikmetse bu dönem kendilerinden istifade edilecek inançlı bir çok kadroya kızak dediğimiz bekleme maratonu uygulanıyor.
Selden kurtul, derede boğul...
Yusuf Övmen, bu muameleyi içine sindiremeyenlerden birisi. Bu iktidar döneminde benim de kadre uğradığımı bildiği için içini bana dökerdi...
Sol kesim olsa hadi neyse, arkadaşlarımız...
Nedenine bazen vurgu yaparım, bakın diğer kesimler de aynı. Ülkücülere bakın, sosyal demokratlara bakın onlar da arka planlarda... Şahsen ben sol iktidar döneminde (Seyfi Oktay) Adalet Bakanlığına çağrıldım, görev verdiler. AK parti iktidarında görevden olduk.
1978-1880lerde sol iktidar Mehmet Can döneminde Altındağ savcısı iken, Adalet Partisinin Bakanı Ömer Ucuzal döneminde Kırıkkaleye tayin oldum...
Sayın Başbakan bilir, ortalıklarda kimseler yokken yanına koşup gelen ilk hakim benim. İlk bayrağı açan, şiire ilk isyanı eden...
Koştuk da ne oldu! Çankaya 1. Bölge milletvekili adaylığı teşkilat yoklamasında 89 kişiden 8. sırda kazandığım halde yerimi başkalarına verdiler, o başkalarından birisi çekip MHPye gitti, diğeri de Adalet Bakanı oldu, bizleri yaklaştırmadı.
İşte kimilerinin bu tip eserleri de oluyor... Olsun... Kadre uğrasak da tende emanet olan canımıza kıymayız...Yusuf Övmen, imanı gereği canına kıyacak kişi değildir, kader çizgisinde Azrail namazı saati sonrası geldi, aldı ebediyete götürdü.
Yusuf kardeşim, mekanın cennet olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.