Kayısı Film Festivali ve Malatya
Bu yıl Malatya Kayısı film festivalinin 3ncüsü yapıldı. Esasında film festivali demek ne derece doğru orası tartışılır.
Çünkü hâlâ Malatyalılar film festivalinin niye yapıldığını, halka ve şehre nasıl bir katkı sağladığını anlamış değiller.
Festivalin birincisini ve üçüncüsünü izlediğimde Malatyalıların haklı olduğunu gördüm. Hakikaten Malatyaya ne faydası oldu, Malatyalılar da ben de göremedim.
Film festivalinin bütçesi yaklaşık eski parayla 2 trilyon civarındaymış. Sponsorlardan birisi özel bir şirketmiş.
Sözkonusu firmanın parasını nasıl ve nereye harcayacağı kimseyi ırgalamaz. İstedikleri yere harcarlar. Bunu geçelim.
Yalnız festivale aktarılan; diğer tanıtma fonu, valilik, belediye ve kayısı vakfının paraları; Malatyalılara hizmet içindir ve milli servettir.
İşte Malatyalılar festivale harcanan bu paraların halka ve şehre geri nasıl döndüğünü merak ediyor ve üçüncüsü yapılan festivalin, şimdiye kadar şehre ve halka bir dönüşünün olmadığını söylüyor.
*
Festival salonuna kırmızı halıya basarak girip, basarak çıkınca ve halının hemen bittiği yerde, otomobile binip otele geçince, yukarıda yazdıklarımızın hiç biri görünmüyor ve her şey ballı lokma makamında ilerliyor.
Ben de kırmızı halıya basarak içeri girip çıktıktan sonraki gün soluğu Şıra pazarında aldım.
Şıra pazarında esnafı ziyaretimde; sanki sözleşmişler gibi,
-Ağabey, bizim paralarla eğleniyorsunuz ha dediler.
Tam bu lafı yediğimde, kursağımdan aşağı inmek üzere olan kayısı kurusu vardı orada kaldı. Adam haklıydı. Zorlukla kayısıyı yutup, kendisine teşekkür ettim.
Çünkü bu esnafın yaşadığı duyguyu, festivalin açılışı boyunca hissetmiştim. Esnafımız son derece haklıydı.
¥
Şimdi bir kayısı festivali yapılsın ve bu festivalin açılışında, kayısının tanıtımıyla ilgili on saniyelik bile bir tanıtım filmi olmasın. Böyle bir şey olabilir mi? Oldu.
Kayısıyı geçtik diyelim. Malatya, yüzlerce medeniyetin, onlarca uygarlığın gelip geçtiği, yeryüzü coğrafyasının en önemli kara parçalarındandır.
Şehirle ilgili bir belgesel yaptırılıp gösterilemez miydi? Üstelik bir film festivalinde bundan daha güzel ne olabilirdi?
Festivale şehir dışından yaklaşık 350 kişi davet edilmişti. Bunların büyük bir kısmı ilk ve ikinci gün döndüler ve şehri tanımadan ayrıldılar. Hiç olmazsa salondaki belgeselden şehri tanıyabilirlerdi.
Avrupa krizle boğuşurken, biz Türkiye olarak paçamızı yeni yeni düzeltirken, devletin bütçesinden yani halkın bütçesinden vatandaşa hizmet diye ayrılan paraların daha dikkatli harcanması gerekmez mi?
Devlete ve millete ait bir hikayesi olmayan üç beş kişinin, barlarda senaryolarını yazdığı, karanlık sokaklarda çektiği filmlere para harcanması, doğrusu Malatyalıları mutlu etmedi.
Bu hali sadece ben görmedim. Benim gibi festivale davet edilip, ayık dolaşarak halkın içine giren herkes gördü.
Daha bitmedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.