Obamanın Hüseyni direnişi!
Mümkün mü bu gerçekten?
Obamanın şayet varsa- Hüseyni yönünü harekete geçirip sisteme makas değiştirtmesini kastediyorum.
Bunu anlamak için önce şu iki sorunun cevabını vermek gerekir:
Başkanların Amerikan sistemindeki etkisi nedir?
Obama bunu gerçekten istiyor mu?
Kasım 2008deki seçimden hemen sonra kaleme aldığım Burak Hüseyin dönemi başlıklı yazımda şunları söylemiştim:
Obama, Rusya gibi küresel aktör adayı, Türkiye gibi ABDnin müdâhil olduğu tüm problem alanlarıyla bir şekilde münâsebeti ve etki sahası bulunan ülkelerle stratejik ilişkilerini geliştirebildiği sürece yeni dönemde kendisinden beklenen umutların yeşermesini sağlayabilir. Aksi hâlde, hamam ve tasın değişmediği dünyada sadece tellakın renginin değişmesiyle avunur dururuz.
Nitekim böyle olmadı mı?
Dört yılın sonunda geriye süper gücün süper konuşmaları (Bilhassa Kahire ve Türkiyedeki konuşmalar) ve yine İslam dünyasındaki binlerce can kaybı ve tahribat kaldı.
Hatta Üsame Bin Laden bile Başkomutan Obama döneminde denize gömüldü!
Ne olursa olsun İslam dünyasını rencide ediciydi bu durum!
O yüzden İyi oldu deyip memnuniyetlerini ifade eden İslam ülkesi liderlerinin tavrı makbul karşılanmadı insaflı kesimlerce; not edildi.
Bugün Suriyede katledilen on binlerin kanı ellerine bulaşmış Iraktaki cinayet şebekeleri de bu dönemde işbaşına getirilip altın tepside Büyük Şeytanın sözümona kâbusu İrana teslim edilmedi mi?
Ya bize dokunan tarafı?
Belimizi tam da doğrultmuşken, bölgede sınırların kalkacağı, barış ikliminin hâkim olacağı gelişmeler yaşanmaya başlamışken etrafımız bir anda nasıl da ateş çemberiyle sarıldı!
Tırmandırılan terör, İsrailin haydutça tavırları, Suriyede kaynayan kazan ve süper gücün süper tavrı!
Bunların hepsi Obama dönemi icraatları değil mi?
Tüm bunlara ve Amerikan sisteminde başkanların konum ve gücünün sınırlarına rağmen Obamanın seçilmesi, rakipleriyle kıyaslanırsa birkaç yönden elbette ehvendir.
Son dönemde yaptığım Amerika seyahatlerinde Müslüman Amerikalılarla yaptığım görüşmelerde de bu kanaatimiz güçlendi.
Geçmişteki cinnet ve paranoya hali en azından görünürde ve yaygın olarak yok şu an Amerikada.
Ama maskeli homeland psikolojisi hâlâ çok güçlü bir şekilde faaliyetlerini icra ediyor!
Evham ve yersiz şüphelerle çok masum Müslümanın canı hala yanıyor maalesef!
Neredeyse tek gayeye kilitlenmiş Yahudi Lobisine hizmet eden 1500ü aşkın düşünce kuruluşu gece-gündüz kurulu düzeni devam ettirecek süreklilik unsurlarını tahkim için çalışıyorlar.
Geçtiğimiz dönem Kongreye sadece iki kişi gönderebilen Müslüman topluma mukabil 50den fazla Yahudi kökenlinin Kongreye girmesi ve medya ve bürokrasideki kilit noktaları elde tutmaları Beyaz Evin dengelerini altüst ediyor!
Amerikan sistemini ve geçtiğimiz dört yılda olanları hesaba kattığımızda Obamayı Sürekliliğin güler yüzlü değişikliği şeklinde tarif edebiliriz.
Söylemde değişikliğin eylemdeki sürekliliği görmemize mani olmaması gerekir.
Oluyorsa muhakeme ve bilgi eksikliği vardır.
Amerikan başkanlarının ve siyasi elitinin en çok beslendiği yazar, realizmin kurucusu Hans Morgenthaudur.
Karakter ve tarz değişikleri usulleri değiştirebilir ama politikalar yerinden oynamaz!
Doktirinler de değişebilir her başkanla ki değişmiştir zaman zaman, ama ana plan neyse ona sadıktır başkanlar.
İki dönemdir yaşadığımız renk değişikliğine rağmen neredeyse her şeyin aynı kalması gibi.
Hâsılı, İslam dünyası ve Türkiye güçlenmedikçe Obamadan veya bir başkasından bir tür Hüseyni direniş beklemek şimdilik hayal!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.