Reklamların düşündürdükleri
Gazete satışlarını artırmanın yolu hala promosyondan, abone kampanyaları düzenlemekten geçiyor.
Nüfus artışı, okuma yazma oranındaki yükseliş, satışlara pek yansımıyor olmalı ki okuyucuya bir şeyler vaat ediliyor.
Verilen hediyelere karşılık kazanılan daimi okuyucu sayısı bir elin parmaklarını geçmiyorsa Ali Ağaoğlunun Bu değil, bu değil
Bu hiç değil reklamını hatırlayıp doğru olanı bulmamız gerekiyor.
Çok sık anlatılan bir örnek vardır
Ayakkabı firması Afrika ülkelerine elemanını gönderir, pazar araştırması için. Rapor tek cümledir: Kimse ayakkabı giymiyor, buraya yatırım yapmaya gerek yok. Bir zaman sonra bir başkasını gönderir firma. Bu sefer de rapor yine tek cümledir: Burada hiç kimsenin ayağında ayakkabı yok. Bir alıştırırsak
Bence gazeteler satışlarını artırmada pazarlamanın temel kuralını, ihtiyaç duyurmayı, ihlal ediyorlar.
Gazete okumak bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın her gün giderilmesi alışkanlık haline getirilirse kazanılan okuyucu müdavim sınıfına girer ve gazetenin okuru olur.
*****
Promosyon reklamını izleyince ardından gelen reklamlara da dikkat kesildim.
Bank Asya da yeni mudi arayışında
Yeni mudi kazanmak için hazırlanan sürahili reklamına bayıldım doğrusu.
Kazanacağınız kar payının yanında biz de kurum payımızdan size kar vereceğiz mesajı ancak bu kadar net verilebilirdi.
Anlatım güzel ancak algı yanılmasına sebep olabilecek bir detay atlanmış.
Sürahiden bardağın yarısına kadar konulan su kazanılan karı gösteriyor. Burası güzel. Problem ise tam buradan itibaren başlıyor. Bardağın ikinci yarısına konulan su ise bankanın mudisine kendi kazancından verdiği kar payını anlatıyor.
Az çok bilgim olmasa şöyle bir yanılmanın içine girebilirdim: Hesap sahibinin kazandığı kar payı kadar kurum da verecek. Veya banka bana verdiğinden çok daha fazlasını kazanıyor, acaba aldatılıyor muyum?
Bence yatırılan paraya karşılık kazanılan kar payı bardağın yüzde 75i doldurularak gösterilmeliydi. Kurumun yapacağı katkı, geri kalan yüzde 25lik bölüm ile ifade edilmeliydi.
*****
Eşi eczacı olan bir arkadaşımla evde oturuyoruz.
TVde Bellonanın yeni reklamı dönüyor: Bellonada kampanyalar bitmez.
Misafirim yorumunu patlatıveriyor: Alışveriş için yeni kampanyayı bekleyeceğim.
Arkadaşımın anlattığına göre yerli ilaç firmalarında da kampanyaların biri bitiyor diğeri başladığı için eczacılar rağbet etmiyormuş.
Tecrübe, tecrübedir. Bellonacılara duyulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.