Terör Bilim ve İstanbul Üniversitesi
Rüyasını bile görsek, inanmayacağımız güzelliklere şahit olunca, klasikleşen hayret üslubumuzla; nereden nereye diyerek meramımızı anlatırız.
Pazar günü, devlete ve topluma karşı kendisini sorumlu bilen insanların kurduğu ve aynı sorumluluğu taşıyan insanların iştirak ettiği bir sohbet toplantısını izledim.
İstanbulun nabzını tutan, İstanbula hizmet eden herkese kapısını açan, açtığı kapıda İstanbula ve İstanbulluya hizmeti önceleyen, Suriçi Grubunun cemiyetiydi burası.
Hem adına hem soyadına uyum sağlayan, bu uyumdan da güzel bir gruba ağabeylik yapan, adı Nedim soyadı Abi olan Nedim Abinin başkanlığındaki cemiyetin bu ayki konuğu, İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet Beydi.
Yunus Söylet Bey, göreve geldiği günden bu yana, nasıl bir üniversite aldığını ve bugün hangi noktaya geldiğini belgelerle anlattı.
Anlatılanlar, davetliler tarafından büyük bir dikkatle dinlendi ve anlaşıldı. Bitkisel hayata sokulan bir üniversite yeniden kendine gelmiş ve tarihteki misyonunu nihayet üstlenmiş.
Nereden nereye.
Rektör Yunus Beyin anlattıklarından ve yaptıklarından bilahare söz edeceğim ama konuşmayı dinlerken aklımdan geçenleri paylaşmalıyım.
¥
Neydi o günler!
Hani şu, K. Alemdaroğlu ile N. Serter adlı kişilerin, öğrencileri köle gibi kullanarak devlete ve millete kafa tuttukları, insanları odalara kilitlemeleri, öğrencileri mitinglere göndermeleri, üniversiteyi bir ilim yuvası değil de bir anarşi şirketi gibi kullandıkları yıllar.
Hele o N. Serter adlı şahsın ikna odaları asla affı mümkün olmayan bir rezaletti. Anadolunun çeşitli il ve ilçelerinden okumak için gelen gariban kızları özel odalara çekip, hesap sormalar, tehdit etmeler, tacizler, üniversiteyi mülteci kampına çevirmeler.
Daha bunlar devede kulak. Geçmişle oyalanıp gelecekteki güzellikleri yok etmek doğru değil. Geleceğe bakma adına şimdilik es geçiyorum.
¥
Rektör Yunus Söylet Beyin konuşması sırasında bir üniversite nasıl yönetilir sorusuna şu sözü uygun bir cevaptı.
Yüzbin öğrencimiz var, yüzbin öğrencimiz istiyor ki, yüzbinimiz birden telefonu kaldırıp bir şey sorunca, hepimize birden cevap vermelisiniz. Öğrenci böyle ister ve biz bu isteği makul karşılayan bir ekiple üniversitemizi yönetiyoruz.
¥
Öğrenci sayısı esasında yüzbini aşmış durumda, bir de bu rakama 15 bini aşkın idari personeli ilave edilince, Türkiyenin bazı vilayetinden büyük bir şehir demektir.
Yunus Söylet Bey, üniversitede gizli ibareli bütün yazışmaları kaldırmış.
Üniversite bilim yuvası, gizlilik olmaz. Herşey şeffaf olacak diye bütün yazışmalar ve diğer işlemler, açık ve net şekilde isteyen herkesin görebileceği ve yararlanabileceği bir hale gelmiş.
¥
Evet, terörle anılan bir üniversite, şimdi bilimle anılıyor.
Aklıselim sahibi insanlar, en anlaşılmaz ve karmaşık olaylarda; umudunuzu kaybetmeyin derler ya. Pek doğruymuş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.