Çocuklara reklâm tuzağı
Televizyon izlemenin zararlarından bahsederken, reklâmların sebep olduğu zararları saymayı unutuyoruz. Büyükler için de zararlı reklâmlar var, ama bilhassa çocukları hedef alan reklâmlar onları adeta öldürüyor, gerçek hayattan koparıyor ve tüketim ekonomisinin bir çarkı haline getiriyor.
Kontrolsüz TV izlemenin (sanki kontrollüsü varmış gibi...) aile bütçesine de zararı var. Çocuklarımız TVde ne görse onu satın almak istiyor. Mahalle bakkallarının en sadık müşterisi çocuklarımız değil mi? Anneleri en iyi tatlıyı, pastayı yapsa, çocuklar yine de bakkaldan daha kötüsünü satın almak istemez mi? Bilhassa yaz aylarında satılan buzları düşünün! Çocukları hasta eden, boyalı buzlar kapış kapış satılır.
Reklâmlar vesilesiyle çocuklarımızın kandırılmasına, yanıltılmasına ve sağlıksız beslenmelerine vesile olanlara itirazlar yükseliyor. Hemen ifade edelim ki reklâmlarla sadece çocuklarımız değil, biz de, büyüklerimiz de kandırılmaya çalışılıyor. Bu yönüyle, kişilerin; reklâm bombardımanından korunmak için dahi olsa TV izlememesi onlara en büyük faydalardan birini verir. İlgili ilgisiz her konuda kadınların kullanıldığı müstehcen reklâmlar zarar verenlerin en başında geliyor...
Öğrendim ve şaşırmadım: İsveç ve Norveçte 12 yaş altına reklâm yapmak suç... İngiltere, Yunanistan, Danimarka, Belçika, Kanadada kesin olarak yasadışıymış.
Pınar Özyiğit şöyle demiş: Yıllardır yazıyorum, yazıyorum. Dilimde tüy bitti, konuşmaktan nefesim tükendi ve artık öyle örnekler görüyorum ki şaşırmanın ötesinde utanç duyuyorum. Bir anne olarak sinirleniyorum, bu sektörde çalışan biri olarak çıldırıyorum. Hükümetin bu konuyu acil olarak gündeme alması gerektiğine inanıyorum.
Konumuz şu: Eğitim ve çocuk konusunda reklâm yapmak için denetim şart. Oyunun kurallarının belirlenmesi lâzım. Acil olarak bu konuya el atmak lâzım; çünkü bu etik olarak aslında yanlış bir durum. Etiğinin konuşulması gerekiyor... (...) Bu konu çok kritik bir konu. Üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Gelecek nesiller için çok önemli bir durum. Tamam tabiî ki ticarî odaklı olarak düşüneceğiz, ancak insanın bir yerde de elini vicdanına koyması gerekiyor. Tüm dünya bunu yasaklarken, çoğu ülkede bu konu yasadışı iş ve suç olarak tanımlanırken bizim devletimizin de artık düzenleme getirmesi gerekiyor. (HaberTurk g., 13 Kasım 2012)
Haklı bir itiraz, haklı bir uyarı. O halde bu çağrıya, bu ikaza, bu itiraza destek vermek lâzım. Çocuklarımızın yanıltılmasına itiraz etmeyeceğiz de neye itiraz edeceğiz? Bu arada reklâmlardaki yanıltmaların sadece çocukları hedef almadığını, büyükleri hedef alan kötü reklâmların varlığını da unutmayalım.
Farklı düşünenler olabilir, ama müstehcen reklâmları da bu şekilde düşünmek gerekmez mi? Ev reklâmı, tanıtımı yapılacak; yanında hemen müstehcen bir bayan fotoğrafı. Araba reklâmı yapılacak, en başta ilgisiz bir müstehcen fotoğraf... Bunlar da büyükleri kandırmayı hedef alan reklâmlar değil mi?
Hepsine ve tamamına itiraz ediyor ve Türkiyeyi idare edenlere sesleniyoruz: En başta çocuklarımızı hedef alan yanıltıcı reklâmlara mani olunsun! Alkollü içkilerin gazetelerdeki reklâmları son bulsun. İlgili ilgisiz her reklâmda müstehcen fotoğraflar yer almasın.
İyi de Türkiyede hürriyet var, demokrasi var; reklâmları yasaklayamayız ki! diyenler olabilir. Peki, öğrendiğimiz ve şaşırmadığımız bilgiye göre İsveç ve Norveçte 12 yaş altına reklâm yapmak suç... İngiltere, Yunanistan, Danimarka, Belçika, Kanadada kesin olarak yasadışı. Bu ülkelerde demokrasi ve hürriyet yok mu? Demek ki demokrasi ve hürriyet olması yalan yanlış reklâmların yayınlanmasına bahane olamıyor. O halde aynı yaklaşımla müstencen reklâmlar da engellenebilir. Hele hele alkollü içkilerin reklâmlarının gazeteler eliyle hâlâ serbestçe yapılabilmesini anlamak ve kabul etmek mümkün değil.
Çocuklarımıza tuzak kuranları insafa dâvet ederken, Türkiyeyi idare edenleri de uyanık olmaya çağırıyoruz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.