Kılık kıyafet ve Ömer Dinçer
Bizim ülkemizde dağdaki çobanımızdan, Çankayadaki Cumhurbaşkanımıza kadar kim hangi iyi işi yaparsa yapsın, mutlaka eleştirilecek bir şey bulunur ve üzerine konuşulur.Bir açıdan baktığımızda normal karşılanır ve karşılanmalıdır da. Çünkü iyi ve kötü işler, insanların görmesi, duyması ve algılamasına göre değişir.
Bu değişkenlikteki önemli etkenlerden birisi de kişilerin inandıkları ideolojinin öğretilerine bağlıdır.
İnsanların içine düştüğü kör nokta işte burasıdır. Eğer yapılan bir iş, kişinin ideolojik yapısına uymuyorsa o mesele kötü demektir.
Hemen ideolojik maske takılır ve her ideoloji sahibi bu maske altında, kendisinin doğru, başkalarının yanlış düşündüğüne inanır.
Ne yazık ki, bizim toplumumuzda kişisel menfaatler, toplum menfaatlerinin önündedir ve önyargılı hareket edilmektedir.
¥
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okullardaki kılık kıyafet uygulaması sebebiyle bugünlerde en çok eleştirilen kabine üyelerinden birisi.
Kim ne ne yazıyor ne konuşuyor diye birkaç gün izleme yaptım. Yukarıda dediğim gibi herkes kendi maskesinin altından, söyleyeceğini söylemiş.
Bir kere daha anlaşıldı ki, Dünyanın her yerinde geçerli olan en zor sanat, insanoğlunu mutlu etme sanatıdır.
Yaşım ve tecrübem itibariyle ben bu ülkenin tüm yasaklı yıllarını görmüş ve geçirmiş birisiyim.
Dolayısıyla bu hükümetin yasakları kaldırma adına tüm icraatlarını eksik de olsa destekliyorum.
Yukarıdaki sözlerimle çeliştiğim söylenebilir. Yook öyle değil. Nal ile nal izini karıştırmayalım. Bu ülke kılık kıyafet dayatmaları yüzünden çok şey kaybetti. Geçelim.
¥
Okullardaki kılık kıyafet serbestisine karşı çıkan, aklıselim sahibi bir psikolog, sosyolog, pedagog ya da eğitimci var mı diye baktım bulamadım. Bu iyiye işarettir.
Durumu Milli Eğitim Bakanı sayın Dinçere sordum dedi ki;
-Biz oturduğumuz yerden; haydi bu konuda şöyle yapalım diye bir iş yapmıyoruz. Meseleyi uzmanlarıyla aylarca tartışıyoruz, her görüşe ve düşünceye yer vererek, ortaya çıkan karara göre hareket ediyor ve ne yaptığımızı biliyoruz.
Bakan haklı. Bu mesele biraz sürü psikolojisine kurban gitti. Sesi gür çıkan, sözü ilk duyulanın arkasından gidildi.
Bu anlayışın bir adı da; düşünme ve tahlil tembelliğidir. Neyse Ömer Dinçer ilave olarak şunları söyledi:
-Otoriter dönemlerin, geçmiş dönemlerde kullandığı bir kıyafet uygulaması vardı. Demir perde ülkelerinde bile kalkan uygulamalar bizde devam ediyordu.
Gelişmiş batı ülkelerinde ise 1960lı yıllarda kalktı. İtalya, Almanya gibi ülkeler, 2. Dünya Savaşından sonra kıyafet uygulamalarından vazgeçtiler.
Biz, serbest kıyafetlerle çocuklarımızın kendilerine olan güvenlerinin daha da artacağını düşünüyoruz. Çünkü bu zamana kadarki uygulamalarla çocuklarımız otoriter bir yapı altında ezildiler.
¥
Evet sadece bu ezilme adına bile kıyafet uygulaması yerindedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.