Maddî-manevî temizlik (2)
Maddî temizlik ile mânevî temizlik arasındaki irtibat asla gözardı edilmemeli. Zira, hayat, ruh-beden, mânâ-madde beraberliğiyle devam eder. Beraberlik var, ama işleri yürüten ruhtur, mânâdır.
Ancak, bedenin, maddî yapımızın durumu, ruhumuzu/duygularımızı olumlu veya olumsuz etkiler.
İslâmiyet, temizliğe büyük önem vermiştir. Bir sefer, ibâdet yapmak için temiz olmak gerekir. Kurân okumak için temiz olmak gerekir. Bir hadiste, Temizlik imandandır buyrulur. Tabiî ki, temizlik, hem beden, hem de kullanılan eşya için geçerlidir.
Diğer taraftan, ibâdetlerin ifası ve geçerliliği için maddî temizlik şarttır. Dinin direği olan namazın ilk ve vazgeçilmez şartı, abdest, gerekiyorsa boy abdesti almaktır. Namaz ve boy abdestinin insan sağlığı, beden korunması üzerindeki müsbet tesirleri, faydaları tıbbın da tesbitleri arasında.
Kurân-ı Kerîmde Medine yakınlarındaki Kubalı Müslümanları övmek için gelen şu âyet de müminleri aynı hedefe yöneltmektedir: Orada günahlardan ve pisliklerden temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever. (Tevbe Sûresi, 108.)
Şu âyetlerde hem maddî, hem de mânevî temizliğe dikkat çekerler:
Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helâl şeyleri yiyin. (Bakara Sûresi, 222.)
Ey îman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin. Eğer siz yalnız Allaha kulluk ediyorsanız O'na şükredin. (Bakara Sûresi, 172.)
Aynı sûrenin 173. âyetinde de, kesilmeden ölmüş olan hayvanın eti, kan, domuz eti ve Allahtan başkası için kesilen kurban gibi yenmesi haram olan maddeler sayılırken de, temiz şeyleri yiyip içmek gerektiğine dikkat çekilir.
Öte yandan, îman olgunluğu da temizliği gerektirmektedir. Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şerifinde, Temizlik îmanın yarısıdır (Müslim, Taharet: I.) buyurmuşlardır.
Her halde, bu İlâhî direktifleri alan her Müslüman, yiyecek, giyecek, beden ve çevre temizliğine dikkat edecektir. Pis, kokan ve dağınık bir kıyafetin kendisine yakışmayacağını; mesken, iş yeri ve çevresinin, içi dışı temiz olması gerektiğini bilecektir. Aksi halde, Allah ve Resûlünün (asm) sevgisinden mahrum kalmayı göze alacaktır.
NOT: İman hakikatlerinin bize ulaşmasında birinci derece rol oyanayan, Risale-i Nurun kahraman müdafilerinden, saff-ı evvel, fenafinnur sıfatıyla maruf Mustafa Sungur Ağabeye Cenâb-ı Haktan rahmet, mağfiret, akrabaları, dostları ve ve Nur Talebelerine sabr-ı cemil niyaz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.