Bilal Şahan

Bilal Şahan

Hilal Kaplan ve çıkan dersler

Hilal Kaplan ve çıkan dersler

Zorunlu din dersiyle ilgili açıklamaları ve hemen ardından kilisede çekilmiş fotoğrafının orta çıkmasıyla gündeme gelen Kaplan’ın köşesinden verdiği cevap, okuduğum ilk yazısı oldu.

Bütün olan bitenin tek suçlusu olarak Habervaktim’i gördüğü için “acaba” diyerek sitede çıkan haberleri tek tek inceledim ki nerede hata var iyice anlayayım diye.

Kaplan’ın kendini savunduğu “Hedefteki ben ve cevaplar” başlıklı yazısı üzerinden yapalım analizimizi.

Yazının girişindeki söz, güzel. Bumerang gibi, çaya çorbaya limon gibi bir söz; “Edepli edebinden sussa da, edepsiz "ben susturdum" zannedermiş."
Buradan anlıyoruz ki Kaplan, söyleyecek sözü olmayışından değil, edebinden dolayı haberlerin çıktığı günden, cevap yazısını yazana kadar geçen sürede sessiz kalmış.


“Öncelikle, neden cevap vermek için beklediğimi açıklamak isterim. Çünkü nefret üretmeyi, yalan söylemeyi ve hedef göstermeyi meslek edinenler karşısında sanık sandalyesine oturmak, ancak onları tasdik etmek ve onlara sahip olduklarından daha fazla kıymet atfetmek anlamına gelebilirdi” sözlerinde Habervaktim’e yapılan ithamlar ortada. Hemen cevap verilince demek ki “sanık” olunuyormuş. Bunu öğrendiğimiz iyi oldu. “ Sanık olmak”, iddiaları “tasdik etmek” anlamına da gelebilirmiş!!! Savunmayı tersinden okursak; savunmanızı, açıklamanızı ne kadar geç yaparsanız o kadar “sütten çıkmış ak kaşık” kıvamına gelirsiniz. Buradan PR’cılara duyurulur.

“O yüzden kendimle ilgili söz almadan evvel, bu yaklaşımın kamu vicdanında mahkûm edilmesini bekledim. Çok şükür ki öyle de oldu.” diyen Kaplan, Habervaktim’in kamu vicdanında mahkum edildiğine yüzde 100 emin gibi görünüyor ama gerçek bu mudur?
“Sahip olduklarından daha fazla kıymet atfetmemek” adına açıklama yapmak için bekleyen Kaplan “Mezkûr yayınla imtihan edilen sadece ben değildim. Zira ona 'maruz kalan' başta Müslümanlar olmak üzere herkesti” diyerek Habervaktim’i o kadar büyük bir konuma koyuyor ki…


Kaplan’ın “Malumunuz Habervaktim sitesindeki 'haber'de, zorunlu din dersi üzerine bir açıklamama çarpıtılarak yer verilmiş ve üzerine bir kilisede çekilmiş fotoğrafımı yerleştirilmişti” ifadelerini arşiv yalanlıyor.
Habervaktim’de 4 Aralık’ta çıkan haberde kilisede çekilen fotoğrafta “Fotoğrafın beni 'karalamak' için yeterli olmayacağını düşünmüş olsalar gerek, bir de mum yaktığım yalanını eklemişlerdi”, “yalanı” da yok.

Haberde bunlar yok ise kim yalan söylüyor?

İLGİLİ HABER İÇİN TIKLAYIN


5 Aralık’ta çıkan haberin başlığı ise “Hilal Kaplan'la İlgili İlginç Fotoğraf.


İLGİLİ HABER İÇİN TIKLAYIN


Haberde Kaplan’ın din dersinin zorunlu olmasıyla ilgili sözlerinin sosyal paylaşım sitelerinde tepki gördüğü belirtilerek bazı Facebook kullanıcılarının Kaplan’ın sözlerini “Yenişafak’ın kilisede mum yakan yazarı Hilal Kaplan: Zorunlu din dersi, dinden soğutuyor” başlığı altında aktardığı ifade ediliyor. Haberde kilise fotoğrafının daha önce, örnek de verilerek yayımlandığının altı çiziliyor.
Kaplan bu durum için “Söz konusu fotoğraf, üç sene önceki bir yurt dışı gezisinde gittiğimiz grupla ziyaret ettiğimiz bir kilisede çekilmişti. Arkadaşlarımla Hz. İsa dönemindeki dua etme şeklinin bu olduğu üzerine sohbet ederken öyle bir poz vermişim. Döndüğümde bu fotoğrafı da, diğer fotoğraflarla birlikte sadece arkadaşlarımın görmesine imkân sağlayan facebook sayfamda paylaşmıştım. Ne hikmetse o sayfa, kısa bir süre sonra kapatıldı. Kapanma sebebini hâlâ öğrenebilmiş değilim. Ve aradan yıllar geçtikten sonra karşıma bu şekilde çıktı.” açıklaması yapıyor.

Bu olaydan başta Müslümanlar olmak üzere herkesin ders çıkarması gerekiyor. 
Her yerde “poz” vermemek ve her fotoğrafı sosyal paylaşım sitesine yüklememek lazım. Hilal Hanım, fotoğrafı sadece dostlarınız görüyor ise dostluklarınızı sorgulama vaktiniz gelmiş gibi görünüyor. Ve birileri sizin arşivinizi tutuyor herhalde. Bunlar “şer mi yoksa hayır mı” ona da siz karar verin.

 “Bir fotoğraf üzerinden, hem kiliseye gitmenin kendisi menfi bir şeymiş gibi gösterildi, hem de alt metinde aslında Müslüman olmadığım ima ederek imanımı sorgulamaya cüret edildi” iddialarını destekleyen bir ifadeye rastlamadım haberde.“Edebinden” ve “sanık” olup iddiaları “tasdik etmemek”, karşısındakilere “sahip olunandan daha fazla değer vermemek” adına köşesinden cevap vermek için bekleyen Kaplan’ın, 6 Aralık’ta çıkan habere göre, Stargazete.com’a hemen konuştuğunu es geçmeyelim.

 

İLGİLİ HABER İÇİN TIKLAYIN


Ey okuyucu! Kim eğri kim doğru siz karar verin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Bilal Şahan Arşivi

Tohum

18 Eylül 2014 Perşembe 13:33