M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Gerçek ve Ebedi Dostluk

Gerçek ve Ebedi Dostluk

Lebid bin Rebia, Arapların büyük şairlerinden biridir.

Cafer oğulları kabilesine mensup olan bu zat, sonradan Müslüman oldu.

İslam’la şereflenmeden önceki cahiliye döneminde, yksek hikmet ve belağat yüklü şiirler ve kasideler söylerdi.

O kadar meşhurdu ki, söylediği beytler insanlar arasında dilden dile dolaşıyordu.

İşte bu Lebid, Kur’an’ı işitip de ayetlerin belağat ve ihtişamını görünce, adeta çarpıldı.

Bu ifadelerin kul sözü olamayacağını fark edip Hakk’a teslim oldu.

İlginçtir:

Müslüman olduktan sonra da, bir daha şiir ve kaside söylemedi.

O koca şair ve edip, adeta dut yemiş bülbüle dönmüştü.

***

Bir gün Hz.Ömer (r.a), kendisine sordu:

“Ey Lebid, kendi şiirlerinden bize biraz okur musun?”

Arap toplumunda meşhurdur:

İnsanlar birbirlerine şiirler okur, kasideler söylerdi.

Ama, bir de sözün sahibiyse o kişi, şiir veya kasideyi ondan dinlemek daha bir ayrıcalıklı ve şerefli olurdu.

Koca şair ve edip Lebid, Hz.Ömer’in bu talebine şöyle karşılık vermişti:

“Hayır efendim, okuyamam. Çünkü, Allah bana Bakara ve Al-i İmran surelerini lutfedip öğreteliden beri, şiir okuduğum yoktur.”

Kur’an karşısındaki şu edebe, Allah’ın Kelamı karşısındaki şu acziyete bakın!

***

Anlatıldığına göre, Hz.Ömer kendisinin çok hoşuna giden ve üstün zevkini okşayan bu cevaptan sonra Lebid’e beşyüz dirhem daha ilave yaparak tahsisatını artırmıştır.

Lebid’in cahiliye döneminde söylediği şiirlerinden bir mısraını Peygamberimiz duymuş ve onu tebrik ve takdirle karşılamıştır.

O mısra şudur:

“Ela Küllü Şey’in Ma Hala’llahe Batılun/ İyi biliniz ki, Allah’tan başka her şey batıldır.”

Müslüman olduktan sonra ise, sadece Kur’an ayetlerini okuduğunu, ezberlediğini ve etrafa yaydığını görüyoruz.


Bu büyük insanın, İslam’la şereflendikten sonra kendi beytlerinden sadece birini okuduğu nakledilir.

Ancak, okuduğu bu bir beytin, aşağıdaki üç beyt arasından hangisi olduğu konusunda fikir birliği yoktur.

***

Biz, bu beytlerin üçünü de yazalım ki, üçünden birine isabet etmiş olabilelim:

1.Beyt:

“Şerefli kişi, nefsi kadar kimseye çıkışmaz.

İyi arkadaş, insanı iyilik dairesine sokar.”

2.Beyt:

“Herkes bir gün işlerinin sonucunu öğrenecek,

Adaletli İlah’ın huzurunda işlerin açıklanacağı zamanda…”

3.Beyt:

“Allah’a hamdederim ki, İslam ile bahtiyar olmanın gömleğini giymedikçe ecelim gelmedi.”


Tabii, bu beytleri Arapça orijinalinden görenler, lafızlardaki belağatı da göreceklerdir.

***

Sözün burasında Mevlana’nın şu mısraını hatırlayalım:

“Herkes dosttur ve O’ndan başka her şey boştur.

Herkesten ne zamana kadar boşuna uzak kalacaksın!”

Evet, dostluklar; Hakk’a dayanmazsa boşturlar.

Çünkü ebedi dostluk, ebedi olan varlıkla kazanılır.

Diğerleri, geçici dostluklardır.

Lebid gibi, gerçek Dost’u bulup O’nun etrafında pervane olanlara ne mutlu?!..



twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi