İshak Özen

İshak Özen

Eski hâl, muhâl…

Eski hâl, muhâl…

Önceki yazılarımda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in çalışmalarında öne çıkan üç temel konu olduğuna değinmiş ve bunlardan ikisini çeşitli örnekler vererek açıklamaya çalışmıştım. Bu yazımda da Sayın Görmez’in “Uluslararası Avrasya İslam Üniversitesi” ve “Rıhle” başlıklı yazılarda detaylandırmaya çalıştığım iki temel noktadan hareketle din görevlileri ve din görevliliğine ilişkin anlam haritalarını yeniden belirlemesine ve din görevlilerine çizdiği yeni ufka dikkat çekmek istiyorum.

Prof. Görmez, önceki dönemlerde görmeye alışık olmadığımız bir başkan profili çiziyor. Türkiye, Sayın Görmez’le belki de ilk defa cemaatin önüne geçip namaz kıldıran, minbere, kürsüye çıkıp va’zü nasihatte bulunan; mezhep ve meşrep farkı gözetmeksizin, hizmetleri ile toplumun gönlünde yer etmiş kanaat önderlerini ve Diyanet’le paralel çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerini kucaklayan bir Diyanet İşleri Başkanı ile tanıştı.

Başkan Görmez’in alışılmadık bu profili, Diyanet hizmetlerinin en önemli halkasını oluşturan ve ülkenin en ücra köşelerine kadar din hizmeti götüren din görevlilerine de kendileri ile konuşan bir Diyanet İşleri Başkanı olarak yansıdı. Sayın Görmez, göreve geldiği günden itibaren programlarını zorlayarak her ile mutlaka gitmeye, gittiği yerlerde de din görevlileri ile bir araya gelmeye özen gösteriyor.

Geçmişte dini vicdanlara, din hizmetlerini de camilere hapseden anlayış, miadını doldurmuştur

Başkan Görmez’in bu toplantılarda öne çıkan en önemli mesajı, günümüzde artık din görevliliğinin tanımının değiştiği ve din görevlilerinin de bu yeni duruma göre kendilerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiği gerçeği olmuştur. Prof. Görmez bu noktada din hizmetlerinde gönüllülük esasına vurgu yaparak, geçmişte adeta birer namaz kıldırma memurluğuna dönüş(türül)en soğuk din görevliliği ifadesi yerine özveriyi de içinde barındıran “din gönüllülüğü” anlayışını gündeme getirmiştir. Görmez, her fırsatta din görevlilerinden şehirlerin manevi mimarları olarak bahsetmiş, bu anlamda manevi birer mimar olarak her din gönüllüsünün görev mahallindeki tüm sosyal problemlerden sorumlu olduğuna dikkat çekmiştir.

Her fırsatta din görevlilerinin yeni duruma göre kendilerini ve hizmetlerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini dile getiren Başkan Görmez, yeniden gözden geçirme işinin çerçevesini de şu beş başlık altında özetliyor:

“Diyanet Teşkilatı bütün personeliyle öncelikle mesleğine olan aşkını, sevgisini ve heyecanını gözden geçirmek zorundadır.

Diyanet Teşkilatının bütün mensupları, ilmini, irfanını, bilgisini ve birikimini gözden geçirmek zorundadır. Bizim kadar, bizim işimiz kadar sürekli bilgisini yenilemek zorunda kalan başka bir meslek olamaz.

Üçüncü olarak, dilimizi ve üslubumuzu gözden geçirmek zorundayız.

Dördüncüsü, Diyanet personeli olarak hepimiz, ilişkilerimizi gözden geçirmek zorundayız. Öncelikle kendi ilişkilerimiz. Bizzat kendimizle, Rabbimizle, eşimizle, çocuklarımızla, komşumuzla, dostlarımızla, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimiz. Kalpleri arasında rabıta olmayan bir topluluk, milletin kalpleri arasında rabıta kurabilir mi?

Ve son olarak, halkımız nezdindeki itibarımızı, güvenimizi, mesleğimizin onurunu ve örnekliğimizi gözden geçirmeliyiz.”


Sayısı 140 binlere dayanan Diyanet personelinin Başkan Görmez’in gösterdiği bu ufka ne kadar koşabildiğini zaman gösterecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İshak Özen Arşivi