Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Gelin-kaynana ilişkisine dair

Gelin-kaynana ilişkisine dair

Önce biraz tebessüm edelim:
Kaynana gelinine çıkışır:
“Bu masanın üstündeki toza bak, en aşağı üç haftalık!”
“Benim bunda hiçbir suçum yok anneciğim! Size gelin geleli henüz iki hafta oldu!”
*
Gelin iş yapmamaktadır. Kaimvâlide ve kaimbaba aralarında anlaşırlar ve birisi süpürmeye kalkar:
“Yok bey, sen erkeksin, olmaz, süpürmesini bilmezsin!”
“Olmaz hanım, sen de rahatsızsın, yaşlısın, ben süpüreyim!”
Uzun süren karşılıklı tartışmalara gelin noktayı koyar:
“Kavga etmeyin canım, önce biriniz süpürün, sonra diğeriniz süpürürsünüz!”
***
Lâtife bir yana, bazen fıkralık durumlar yaşanmıyor değil. Gelin kaynana meselesi de buna dâhil. Bu meselenin psiko-sosyal derinliklerine indiğimizde bazı nâhoş duygu ve hasletlerin rol aldığını görürüz. Kültür farklılıkları çatışmaları, kin, haset, çekemezlik, nefret, anlık kararlar çekişmelerin en baş nedeni.
Günümüzde çekirdek aile kavramı yaygın olsa da, bazı sebeplerden dolayı anne babalar gelinlerini yanlarına alabiliyor, yahut damat içgüveysi olarak gidebiliyor. Mecburiyetlerden ötürü bir araya gelen fertler, elbette birbirine karşı daima hoşgörülü, anlayışlı, şefkatli olmak durumundadır. Bunlardan biri eksik olduğu vakit çekişmeler başlıyor.
Oysa dinimize göre; gelin yeni bir “kaim-anne ve kaim-baba” (anne ve baba yerine geçen kayınvalide ve kayınbaba) bulmuştur. Elbette aileye katılan gelin de hizmetçi gibi değil, emanet olarak görülmelidir. Ve emanete hıyanet etmemeli. Evlâdına yaklaştığı gibi yaklaşmalı. Evlâdının işlerini gören, destekçi olan birisine nasıl minnettar olunuyorsa, ona da öyle yaklaşmalıdır.
Gelin ile damat da onlara “öf” bile dememeli, makul ölçüde isteklerini yerine getirmeli ve hayır duâlarını almak için çalışmalıdır.
Burada sınırı geçmeye çalışan anne babayı yine çiftler gönüllerini alarak, onları kırmadan ve üzmeden dengeleyebilir. Kendi özel hayatlarının belirli bir noktadan sonra dış müdahalelere kapalı olduğunu bir şekilde belirtmeleri gerekir. Yoksa müdahaleler sürdüğü takdirde eşler—istemeden de olsa—hıncını biribirinden alabilir, aile yuvası zehir zemberek bir atmosfere sürüklenebilir, hayat yaşanmaz hâle gelebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ali Ferşadoğlu Arşivi