kitapları ne zaman düzelir?
Okul, eğitim sistemi ve ders kitapları konularında ne kadar konuşulsa yeridir. Çünkü çocuklarımız bir bakıma geleceğimizdir. Tabiî ki bahsedilen gelecek ülke ile sınırlı değildir. Cemiyetin manevî değerlerinin emanet alınarak sonraki nesillere aktarılması da yine çocuklarımızın iyi eğitilmesi ile mümkündür. Bunun ilk adımı da ayrıca ifade etmeye ihtiyaç olmadığı üzere ders kitaplarının iyi hazırlanmasıyla ilgilidir.
Ders kitapları konusundaki şikâyetler bu günün meselesi değildir. Biz de yalan-yanlış bilgilerle hazırlanan ders kitaplarını okuyarak büyüdük. Herhangi bir tartışmada okul ders kitaplarından öğrenilen bilgilerle katılmak mümkün mü? Mümkün değil, çünkü ekseriyetle ders kitaplarındaki bilgiler Türkiye ve dünya gerçeklerine aykırı bilgiler içeriyor. Tabiî ki bahsettiğimiz kitaplar, matematik ya da fizik kitapları değil, daha çok tarih ve sosyal meselelerle ilgili olan kitaplardır. Lise yıllarımızda tarih dersi öğretmenlerimizle mecburen tartışmak durumunda kalırdık. Nasıl tartışmasaydık ki? Her fırsatta ecdadımız kötülenirdi. Sanki dünyanın bütün kötülüklerini padişahlar yapmış gibi... Elbette onlar da insandı ve onların da hataları olurdu, ama yalan yanlış bilgileri not uğruna kabullenmek mümkün müydü? Meselâ, her yıl 31 Mart Hadisesi anlatılırken Said Nursînin de isyancı olduğu iddia edilirdi. İtiraz edip, konu hakkındaki kitapları gösterince de Seni mi dinleyeceğiz, yoksa ders kitabını mı? derlerdi. Sanki ders kitapları tamamen doğru bilgilerle yazılırmış gibi... Meselâ İsmet İnönünün kâğıt paralar üzerinde kendi resmini bastırdığını hiçbir lise öğrencisi ders kitaplarını okuyarak öğrenemezdi. Ya da 18 yıl boyunca (1932-1950 yılları arasında) Ezan-ı Muhammedinin (Allah-u Ekber şeklinde) okunmasının yasaklandığını öğrenemezdi. Peki, neticede ne oluyor? Kocaman adamlar bir şekilde bu bilgilerle karşılaşınca şok oluyor. Bir defasında bir TV muhabir/ kameramanı ile sohbet ederken 1950 öncesi 18 yıl boyunca bu ülkede ezan okunması bile yasaklanmış dedik. Tabiî ki sadece ders kitapları okuyarak aydın bir genç olduğunu düşünen bu medya mensubu biraz da solculuğun verdiği güvenle, Bu kadar da yalan olur mu? Niçin bu kadar çarpıtıyorsunuz? diye itiraz etmişti. Eskiden olsa belge bulmak biraz zaman alırdı. Ama şimdi googlea sorduğunuzda anında cevaba ulaşmak mümkün. Böyle bir değil, binlerce örnek sıralamak mümkün.
Son yıllarda ders kitaplarının düzeltildiği düşünülüyor. Ama gerçek öyle mi? Bir eğitimcinin şu tesbitleri aksini gösteriyor: Sayın Başbakan bazı konuşmalarında haklı olarak tek parti dönemini eleştirmektedir. Ne var ki bu yıl çocuklara okutulan demokrasi dersinde tek parti döneminin gerekli olduğu vurgulanmaktadır. (...) Demokrasi ve İnsan Hakları ders kitabının 55. sayfasında Ülkemizin çağdaş, demokratik bir devlet olması için gerekli bütün atılımlar, tek parti düzeni içinde gerçekleşti denilmektedir. (...) Kitabın 56. sayfasında ise 15 yıl süren çok partili dönem, Türkiyede köklü bir demokrasinin kurulması için yeterli olmadı. Bu dönemde hükümetin bazı icraatları Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından şiddetle eleştirildi. 27 Mayıs 1960ta Türk Silâhlı Kuvvetleri, bir darbeyle yönetime el koydu. 1961 yılında ise çağdaş ve güçlü bir demokratik düzenin kurulabilmesi için yeni bir anayasa hazırlandı denmektedir. (Ufuk Coşkun, 16 Aralık 2012)
2012 yılında çocuklarımıza okutulan ders kitabında Tek parti döneminin gerekli olduğunun söylenmesi kabul edilebilir mi? Elbette bu düşüncede olan bir azınlık vardır, ama bu azınlığın görüşünün kitaplarda doğru bilgi olarak çocuklarımıza sunulması nasıl mümkün oluyor?
Başka bir bahiste, 1961 yılında ise çağdaş ve güçlü bir demokratik düzenin kurulabilmesi için yeni bir anayasa hazırlandı denilmek suretiyle darbecilere gizli ya da açık destek vermek nasıl bir anlayış?
Aradan bunca yıl geçti, darbelerin ve darbecilerin bu memlekete bir fayda vermediği, aksine Türkiyenin önünü tıkadığı ve ufkunu kapattığı ortaya çıktığı halde nasıl olup da darbeci anlayış hâlâ ders kitaplarında yer alabiliyor? Her işi düzelttiğini, her meseleyi hal yoluna koyduğunu ifade edenler bu ders kitaplarını okumuyor mu? Böyle meseleleri zamanla düzelir diyerek hafife alamayız. En önemli ve acil meselelerden biri de bu ders kitapları meselesidir. Türkiye ve dünya gerçekleriyle örtüşmeyen, tarihi yanlış tanıtan, darbecilere gizli kapaklı övgüler gönderen ders kitapları istemiyoruz. Gerçekleri, apaçık çocuklarımızın öğrenmesini istiyoruz. Acaba çok şey mi istiyoruz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.