Cep telefonuma, “Trafik kurallarına saygı, insanlığa saygıdır” şeklinde bir mesaj geçmiş EGM. Hâzâ doğru bir tesbit… Hatta şöyle de diyebiliriz:
Trafik kurallarına saygı, aileye, sağlığa, sağlıklı nesillere saygıdır.
Bu hükümlere nereden mi varıyoruz? Boşanma sebeplerinde ilk sırayı kötü alışkanlıklar, kötü alışkanlıkların başında da ilk sırayı “alkol”ün almasından...
Dünya Sağlık Teşkilâtı’nın (WHO) ülkemizin de içinde bulunduğu 30 ülkeyi kapsayan araştırma raporuna göre alkolden kaynaklanan ortalama vukuât yüzdeleri şöyle:
Cinayetlerin yüzde 85’i, ırza tecavüzlerin yüzde 50’si, şiddet olaylarının yüzde 50’si, trafik kazalarının yüzde 50 ilâ 60’ı, eşlerini dövenlerin yüzde 70’i, işe gitmeyenlerin yüzde 60’ı, bu suçlarını alkollü iken işlemekte.
Akıl hastanelerine yatanların yüzde 40 ilâ 50’sinde, genel tutuklamaların yüzde 50’sinde alkol, temel sebebi oluşturmakta. İntihar olaylarında da alkolün etkisi, içmeyenlere oranla 58 kat fazla. Ülkemizde her yıl kalp hastası olarak doğan çocukların büyük bölümüne alkol ve sigara kullanan anne ve babalarının sebep olduğunu, tıp otoritelerimiz, yüksek sesle ilân ediyor.
Alkol ve sigara kullanımında her yıl yüzde 15-20 artış söz konusu. Ne acı ki, bu artışın ağırlık merkezini gençler ve hanımlar teşkil ediyor. AMATEM yetkililerinin açıklamasında, “Her yıl bir milyon çocuğun içkiye başladığı” yer alıyor. Bugün ülkemiz, müsbet konuların pekçoğunda listelerin en son sıralarında yer alırken, ne yazık ki, 800 milyon litreye yaklaşan (Tekel Özel) alkol tüketimi, 4 milyonu aşan alkoliği ve 13 milyon alkolle dostluk sürdüren insanı ile alkol sıralamasında dünya üçüncüsü!
Görüldüğü gibi, alkol ve sair kötü alışkanlıkların doğurduğu bu vukuatlar, aynı zamanda boşanmalara da yol açarak aileleri parçalıyor.
Alkollü iken araç kullanmak, kanunen de yasaktır: “Madde 48 - Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır.”
Hukukçular şunu da ekliyor:
“Yasak olan alkollü araç kullanmaktır. Hatta sadece alkollü araç kullanmak değil, güvenli araç sürme yetisini kaybedecek derecede alkol alarak araç kullanmaktır. Söz konusu promil değerleri ise sadece bu konuda aksi ispat edilebilir bir karinedir. Keza ilgili yönetmelikte de benzer hükümler mevcuttur.”
O zaman, ruhumuzun vasıtası olan bedenimizi de alkollü iken kullanmak yasaktır! İçki, trafik kurallarına aykırıdır, insanlığa aykırıdır, insan sağlığına, haklarına aykırıdır!
Sarhoşluk veren maddeleri almak, Allah’ın kurallarına da aykırıdır, vesselâm…