Yaşar Değirmenci

Yaşar Değirmenci

Yüksek binalar ve altında ezilen insanlık! (2)

Yüksek binalar ve altında ezilen insanlık! (2)

Serveti Allah’a yakınlığın ölçüsü olarak, yoksulluğu da Allah’a uzaklığın ölçüsü olarak gören bir zihniyetle mücadele etti Hz. Salih. Yeryüzünde terör ve aşırılığı, azgınlık ve taşkınlığı yayanlara direndi. O gün yaşananları bugüne taşıyıp yorum yaptığımızda şu soruları sormadan geçemeyiz? Salih (a.s) kavminin aristokratlarıyla kavgalı değil miydi? Zulümlerine karşı dik durmadı mı? Ömrü, had-hudut tanımayan bu azmışları itidal ve istikamete çekme cehd ve gayretiyle geçmedi mi? Ya o izi sürmesi gereken bizlerin bugünkü durumu?


Hz. Ömer “Biz, yoklukla, kıtlıkla imtihan olduk kazandık. Varlıkla imtihan olduk, kaybettik” derken ne kadar haklıymış. Kanaatin, sabrın, şükrün kalmadığı, mütevaziliğin, sade hayatın unutulduğu, hayru hasenatın gündemden düştüğü, hırsın, ihtirasın, menfaatin altında ezilen bir ‘insanlık trajedisi’nin yaşandığı bir toplumla iç içeyiz bugün. Tıpkı halimizi resmeden şu âyet gibi “…Yeryüzünde toplumsal çürümeye karşı direnen akıllı ve erdemli kimseler çıkmadı. (kendilerini kurtardığımız bir azınlık dışında) Zulme eğilimli çoğunluksa, ayartıcı dünyevî zevklerin peşine takıldılar ve günaha gömülüp gittiler.” (11Hud 116)

Daha önceki ümmetlerden peygamberlerin getirdiğine inanıp tâbi olmayarak kendilerine yazık edenler değişik şekillerde azâba muhâtap olmuşlardır. Nitekim Nûh (a.s.)’ın kavmi tûfanla, Hûd (a.s.)’ın kavmi şiddetli rüzgârla, Sâlih (a.s.)’ın kavmi depremle, İbrahim (a.s.)’ın kavmi sinekle, Şuayb (a.s.)’ınki ateşle, Lût (a.s.)’ınki ise yerin altını üstüne getirmekle helâk edilmişlerdir. Nitekim Kur’an’da bunlara şöyle işaret edilir: “Onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgâr gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk.”

(29 Ankebut 40)

Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerîm’de yeryüzünde gezip önceki ümmetlerin akıbetlerinin nice olduğunu araştırmayı, onların hâlinden ibret almayı emreder. Onların güçlü kimseler olmasına rağmen nefislerine zulmettiklerini/kendilerine yazık ettiklerini ifâde buyurur. “Onlar yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Artık kendilerinden öncekilerin nasıl feci bir akıbete uğradıklarını görselerdi? Onlar kendilerinden daha güçlüydü ve yeryüzünde daha derin izler bırakmışlardı. Orayı geçmiştekilerden çok daha fazla mamur ve müreffeh hale getirmişlerdi. Böylelerinin âkibeti, beterin de beteri oldu.” (30 Rûm, 9)

Dünyada verilen bütün nimetlerin birer emanet ve ‘imtihan vesilesi’ olduğunu unuttu insanlık. Emanete ‘mutlak mülkiyet’ olarak baktılar ve emanete ihanet ettiler. Emanet sadece servet değildi. Kendileri de bir emanetti. Allah’ın emaneti. Fıtratın dışındaki hayat tarzlarıyla, kendilerine de ‘nimet emanetleri’ne de ihanete devam ettiler.

Küstahlığın zirvesine ulaşmış bir refah toplumunda ahlaka davet, makul görülmez. Bunu yapanlar, küçültücü sıfatlarla marjinalleştirilir. Böylece ‘ahlaka davet’ boğulmaya çalışılır, ahlaksızlar rahat eder. Bu ikazı ve daveti yapanlar, lüks ve israf içinde, konfor ve refaha gömülmüşlerin huzurunu bozar, rahatlarını kaçırırlar. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle!

Peygamberimiz de bugünleri görürcesine “Dikkat ediniz, gün gelecek insanlar yüksek bina yapmakta birbiriyle yarış edecekler.” Kıyamet alametleri sorulduğunda da: “ Binalar yükselip heva-i hevese uyulduğunda, binalar ve zinalar çoğaldığında…” buyurmuşlar.

Kıyamet hesabı yapıp ölümden kaçmaya çalışanlar, dünyevileşme hastalığına bulaşan muhafazakâr ve dindarlarımız; önce Kur’an-ı Kerim’de ilgili âyetleri tefekkür ve tezekkür ederek okumalar yapmalı, ‘Peygamberler Tarihi’ ve ‘Toplumların helak sebebi’ gibi kitaplarla haşir-neşir olmalı, ibret alıp nefs muhasebesini gerçekleştirmeli.

Vakitleri yoksa Sezai KARAKOǒun sadece ‘Tufan’ yazısı bile yeter ibret alanlar için…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yaşar Değirmenci Arşivi