Nebevî ilim; sohbet meclislerine katılmak ve hizmet etmek (2)
Dünden devam
Kurân, müminleri, İyiliği tavsiye edip kötülükten sıkındıran ve hayırlı işlere koşuşan (Al-i İmrân, 104.) şeklinde vasıflandırır.
Sizler insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten nehyedersiniz. (Âl-i İmrân Sûresi, 110.)
İyilik ve takva üzere yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allaha karşı gelmekten sakının. Çünkü Allahın cezası çok şiddetlidir. (Maide Sûresi, 2.)
Evet, ilim, sohbet meclislerine katılmak ve hizmet etmek farzdır! Ama, farz-ı kifayedir.
Şimdi bir mesele daha kaldı: Çağımızın hayat şartları, imkânları herkesin Kurân kursuna, imam-hatibe, İlâhiyata ve İslâm ilimleri araştırma merkezlerine gitmesine imkân tanımaz. Şartlara uygun, tesirli, kısa, feyizli, bereketli derslere ihtiyaç var.
İşte Risale-i Nur, Kurân kursunu, imam-hatip okulunu, İlâhiyat fakültesini (Kelâm, Tefsir ilimlerini), tekye ve zaviyeyi (nefis terbiyesi, ahlâk ve tasavvuf ilmini de), fen ve sosyal ilimlerin birleştirildiği yüksek İslâm ilminin tahsil edildiği Medresetüzzehra Üniversitesinin şubeleri olan dershanelere, hatta evlerimize kadar taşımıştır.
Bu gerçek, Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.1 şeklinde ifade edilmiştir.
Namaz sonlarında, her defasında okuyacağımız Risale-i Nur dersleri, her gün 20 sayfalık özel Risale okumaları
Haftada bir, iki veya üç seans bir-iki saatlik toplu tefekkür, zikir, şükür ve fikir derslerine iştirak... Özetlenen, hızlanan, teknikleşen çağın şartlarına uygun eğitim ve nefis terbiyesi dersleri bizi bu makama çıkarabilir.
Dipnot:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Lemalar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 171.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.