Her Sırp için yüz Müslüman öldüreceklermiş!
Avrupa Birliği üyesi olabilmek için çabalayan Sırbistan, bu hedefe ulaşmak adına, istemeyerek de olsa safraları tek tek atıyor. Ne var ki, Slobodan Miloşeviç, Radovan Karaciç ve Ratko Mladiç gibi Sırp Çetniklerin, yargı karşısına çıkarılmaları Boşnakların yüreklerindeki sızıyı ve daha da önemlisi içlerindeki korkuyu azaltmıyor. Çünkü Sırp Çetniklerin yargılanması, kan ve gözyaşı üzerine kurdukları düzenin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.
Hatırlayacaksınız, Mladiç’in yakalanmasının ardından milliyetçi Sırplar, Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere Sırbistan’ın birçok şehrinde Mladiç’e destek mitingleri düzenlemişlerdi. Aynı şekilde, Bosna-Hersek’in, Banja Luka, Kalinovik, Pale, Vişegrad ve Lukavitsa şehirlerinde, ellerinde “Sırp kahramanı”, “Seninle birlikteyiz general” yazılı pankartlar ve Mladiç’in fotoğrafları bulunan Bosnalı Sırplar da, bu Sırp kasabına destek vermişlerdi.
Bu iki olayı, “birkaç kendini bilmezin işi” diye geçiştirmek niyetinde olanlara kelli felli örnekler verelim. Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç, seçildikten kısa bir süre sonra “Srebrentisa’da soykırım olmadığını” söylemiş ve “Bosna-Hersek’in yavaş yavaş yok olduğu” şeklinde açıklamalar yapmıştı. Nikoliç, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Bosna-Hersek ziyaretinde de başkent Saraybosna yerine Bosnalı Sırpların yoğun olarak yaşadığı Banya Luka’ya gitmeyi tercih etti.
Sırbistan Hükümeti Başbakan Yardımcısı ve Sırp Kalkınma Partisi Başkanı Aleksander Vuçiç’in, Temmuz 1995’de yaptığı bir konuşmanın kayıtları da geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Vuçiç, Srebrenitsa soykırımının gerçekleştirildiği günlerde yaptığı bu konuşmasında, “Ubijte jednog Srbina, mi cemo stotinu Muslimana” yani “ölen her Sırp için yüz Müslüman öldüreceğiz” diyor.
İşte, Sırbistan’ı Avrupa Birliği’ne dahil etmek isteyen hükümetin bir mensubunun insan olan herkesi derinden yaralayacak sözleri bu şekilde. Acaba, bu dili kanlı adamın sözlerine mi, yoksa bu insan müsfettesine oy vererek, parlamentoya gönderen Sırplara mı birşeyler söylemeli? Buna karar vermekte zorlansam da, emin olduğum bir şey var: Sırp zihin yapısının arka planındaki Çetnik kodlarını silmedikçe hiçbir şey değişmeyecek.
Peki, bu kodlar neleri ihtiva ediyor? Bu önemli sorunun yanıtı, Sırp mitlerinde saklıdır. Şurası bir gerçektir ki, Ortodoks Sırplar siyasi ve dini liderleri, tarihi ve dini, kendi etnik temizlik siyasetlerinin bir unsuru haline getirmişlerdi. Etnik ve dini semboller, ritüeller ve önyargılar, Sırp etnik temizlik ideolojisinin unsurlarıydı. Mesela Sırpların simgesi olan çentik haçı, birbirine sırtını dönmüş CCCC harflerinden oluşmaktadır. Bu harfler “Sadece Sırpların Birleşmesi Sırpları Kurtarır” anlamına gelen, “Samo Sloga Srbina Spasava” cümlesinin kısaltmasıdır.
Sırpların, Slav Hıristiyancılığı yani Christoslavism miti; Türkleri, “Mesihi öldürenler” ve Müslümanlığı tercih eden Boşnakları da “ırklarına ihanet eden hainler” olarak nitelendirmektedir. Yine Sırp mitolojisine göre; “Prens Lazar’ın, Kosova Meydan Savaşında ölmesi, Sırp ulusunun ölümü” anlamına geliyor. “Lazar yeniden dirilip, Sırp halkını, kendini öldürenlerden kurtardığında ve soylarını temizlediğinde Sırp ulusu yeniden dirilecek.”
Milliyetçi Sırpların, Müslüman Boşnakları, Arnavutları ve Türkleri hep birden Türk olarak adlandırarak, aşırı öfke beslemelerinin temelinde, işte bu “mesihi öldürenler” mitolojisinin çok büyük etkisi vardır. Bu mitoloji o kadar kuvvetlidir ki, üzerinden altı asır geçmesine rağmen, Balkanları kana bulamayı başardı.
Takvimler 28 Haziran 1989’u gösterdiğinde, bir milyondan fazla Sırp, Kosova Muharebesi’nin ve Prens Lazar’ın öldürülüşünün 600. yılı münasebetiyle, Gazimestan Ovası’na toplandı. Prens Lazar’ın tabutu, Kosova’dan alınarak, Sırbistan’a götürüldü ve dolaştırıldı. Ardından yeniden Gazi Mestan Ovası’na getirildi. Gazimestan Ovası’nda yapılan konuşmalar, Sırp şiddetinin arka planındaki temel unsurların dil ile ikrarından başka bir şey değildi.
Bugün, Sırbistan’da ve Bosna-Hersek topraklarının yarısına denk düşen Sırp Cumhuriyeti’nde, bu Sırp mitine göre eğitim veriliyor. Bu mit ile eğitilen çocuklar, yetişkin bir birey olduklarında, tam bir Boşnak ve “Türk” düşmanı haline geliyorlar.
Bu sebepledir ki, Sırp genetik kodlarına işleyen mitler ortadan kalkmadan, kan ve gözyaşının sonlanmasını beklemek mümkün değildir. Dün Miloşeviç, Karaciç ve Mladiç’in gerçekleştirdiği soykırımların, yarın Milorad Dodik, Tomislav Nikoliç, Aleksander Vuçiç ya da başka bir Sırp Çetnik tarafından tekrarlamayacağını kim garanti edebilir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.