THY Gömlekle çıkma, hasta olursun!..
Güneş herkes için doğar, ondan bazıları faydalanır.
Fırsat her zaman vardır, marifet görebilmekte.
•
Canlı yayın için gittiğim İstanbul’da etrafa şöyle bir baktım; tabelalardaki Arapça ve Farsça yoğunluğu dikkatimi çekti.
Türkiye, yatırım yapmak isteyenler için en güvenli, en istikrarlı ülke.
Oralardan buralara akan kalıcı yatırım; gelen gayrimenkul alıyor, harıl harıl arazi, residans, villa bakıyor.
Ortadoğu dünyası, çocuklarının özellikle lisans ve yüksek lisans eğitimi için bizim okullarımızı düşünüyor.
Batının ahlâki ve ekonomik krizlerle boğuştuğu, yabancı-Müslüman düşmanlığının ekonomik krizle birlikte tırmandığı bu çalkantılı dönemde Türkiye “güvenli liman” olarak öne çıkıyor.
Bu, sadece “Ortadoğu” bölgesi için değil, batı için de böyle.
Aile fertlerimizin çoğu Almanya’da; hepsi oralardaki mal varlıklarını paraya çevirip Türkiye’ye dönmenin hesaplarını yapıyor.
Birçok “batılı” aile, hem de “temelli yerleşmek” üzere Türkiye’yi gözüne kestirmiş durumda.
•
Türkiye, hızla yükseliyor.
George Friedman’ın Gelecek 100 Yıl’da dile getirdiği
“Türkiye yakın zamanda 10’uncu büyük ekonomi olacak!” tahmini doğrultusunda ilerliyoruz…
Dökülenler, bu hızlı ilerleyişe ayak uyduramayanlar.
Bu nereye baksanız böyle…
Misal mi?
Türk Hava Yolları’nın kısa sürede ne büyük mesafe aldığına bakın.
THY; 2003 yılından bu yana sürekli olarak büyüyor.
Bir yılda 40 milyon yolcu!..
On senede 4’e katlanan yolcu sayısı.
Geçmişle bugünü kıyaslamak, kendimizle yarışmak fazla anlamlı değil.
Dışarısı ile kıyaslayacak olursak;
Yıllık 40 milyon yolcu sayısı ile Türk Hava Yolları, Avrupa’da 3’üncü sırada!..
THY, 92 ülke ile dünyanın en çok ülkesine uçan hava yolu.
Türkiye, öyle bir noktada ki, dünyanın ilgi merkezi olarak havalimanlarımız yetersiz kalıyor artık. İstanbul’a dünyanın en büyükleri arasında yer alacak 3. Havalimanının yapılıyor olması, bu büyük ilgiye ayak uydurma çabasını gösteriyor.
Bu “Coğrafyanın Yükselişi!”
THY Genel Müdürü Temel Kotil’in de ifade ettiği gibi, “Coğrafyanın yükselişi ile bu durumu doğru okuyan stratejik bir aklın uyumu!..”
•
“Güç ellerinden gittiği için” avaz avaz bağıran statüko çocuklarına itibar etmeyin.
Memleket, büyük sıkıntıları aşa aşa güzel günlere doğru hızla ilerliyor.
Kişisel planda önemli olan, bu ilerleyişe ayak uydurabilmek.
Önümüzdeki yıllarda “devlet kapısı iyice daralacak” ve “Bilgi, birikim, vasıf” çok daha fazla öne çıkacak.
Eski zamanların “Salla başı al maaşı” anlayışı, ülkenin hızlı gelişimine paralel olarak hızla tarih oluyor.
Küçük işletmeler, küçük düşünceler, küçük hesaplar gittikçe anlamsız hale geliyor; “Büyük düşünmeyen” ve “Büyük hamleler” yapmayan ayakta kalamayacak!..
Hayatlar için de büyük hamleler şart; iyi bir iş bulmak isteyen mesleğe okul yıllarından hazırlanacak…
Yatırımlar içindeki yabancı payı arttıkça, en az iki dili çok iyi bilmek zaruret haline gelecek…
Bunlardan biri Türkçe ve ikincisi de şüphesiz Arapça!..
Türkçe diyorum zira Türkçe bilen Türk gerçekten çok az!..
Arapça ise liderliğini üstlendiğimiz dünyanın dili!..
•
Şartlar fazla ağır gelebilir…
Lâkin bu böyle…
Dışarıda kar, fırtına, ayaz varsa oturup “havayla kavga” etmiyoruz…
Ortama uygun kıyafet; işte, palto, kaşkol, şapka vesaire kullanıyoruz…
Hava buz gibiyken gömlekle çıktın mı şifayı kaptın demektir!..
“Beni hep bu havalar mahvetti!” demeye ne hakkın var!..