Milletimizin ve milletimizin hükümetinin gücünü farketmek için Urfa Akçakale çadırkentini görmek bile yeterliydi.

Hangi mülteciye rastlasanız, önce Türkiye’ye, sonra Başbakan Erdoğan’a teşekkür ediyordu. Fitne nutfelilerin şeytana uşaklık etmemesi için bir hatırlatma yapayım.
Milletimize ve Başbakan Erdoğan’a teşekkürlerin ve yakın ilginin hiç birisi yönlendirme değildi. Herkes özgürce duygularını dile getirmekteydi.

Mayası fitneyle yoğrulmuş öyle insanlar var ki, (bunların önemli kısmı da Müslüman geçinmekte) öküz altında buzağı arayanlara bile rahmet okutturacak kadar akla hayale gelmedik fitne kuyularından üretim yapmaktalar ve insanın aklı dimağı durmakta.
Akçakale sokaklarında olsun, Urfa sokaklarında olsun dolaşırken, öncelikle Türk Kürt ayrımı yaparak ülkenin geleceğini dinamitleyen lanetli insanlara lanet okuyorsunuz.
Topraklarından, yuvalarından, bağlarından, bahçelerinden kovulan, açta açıkta bırakılan insanlara sahip çıkan koca bir ülke ve koca bir milletin yardımlaşmadaki birlik ve beraberliğini gördükçe; aramıza fitne, fesat ve bilumum kargaşaları sokanlara ileniyorsunuz.
*
İnsan ve İslam kardeşliğinin ne demek olduğunu; vicdanıyla imanı arasında köprü kurabilen herkes, Suriyeli mültecilere yapılan yardımlarda görebiliyor.
Bir dönem Suriye’nin başına gelenlerin bizim de başımıza getirilmeye çalışıldığı senelerde, İstiklal Şairimiz Mehmed Akif şöyle seslenmişti.
*
Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak
Alçak bir ölüm varsa, eminim budur ancak
Dünyada inanmam, hani görsem de gözümle
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle
Ey dipdiri meyyit: İki el bir baş içindir
Davransana… Eller de senin baş da senindir!...
İşte milletimiz de hükümetimiz de bugün Elhamdülillah, Akif’in yıllar önceki feryadına kulak vererek, dipdiri ve dimdik yardımlarını sürdürmekte.
Çadırkentlere sıcak yemek dahil her türlü sosyal hizmet verilmekte. Elbet eksiklikler yok mu? İnsanın olduğu yerde ihtiyaç bitmez. Zengin olsun, fakir olsun, insanoğlunun istek ve arzuları sonsuzdur.
Bu şartlarda yapılanları gözönünde bulundurursak, hakikaten beş yıldızlı bir yardım yapıldığını söyleyebiliriz.

Ama büyük resme bakmak yerine, detaylarda boğulursak, ne şikâyetlerin ardı arkası kesilir ne de isteklerin.
¥
Dün de sözünü ettiğimiz gibi hükümetin ilgili bakanlık ve kuruluşları ile Urfa Valiliği başta olmak üzere; Kimse Yok mu, Deniz Feneri ve Kızılay gibi yardım kuruluşları, neredeyse her mültecinin başında durmakta.
Suriye’nin katili ve bu katilin Suriye’deki yardımcıları ile ülkemizdeki ve dışarıdaki yardımcıları, mutlaka hüsrana uğrayacaklardır.
Er geç zafer inananların olacaktır. Ve milletimiz yine Akif’in; “Ey millet-i merhume sakın ye’se kapılma!” sözlerini uyarı kabul edip;
Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol” mısralarını düstur edinecektir.
Ve yardımseverlerin tek beklentisi Allah’ın rızasıdır.