Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Altın paylaşılamıyor, kuyumcular bankalara karşı…

Altın paylaşılamıyor, kuyumcular bankalara karşı…

 

Kuyumcularla bankalar yine kapıştılar. 10’a yakın ilin kuyumcular odası başkanları Salı günü Türkiye Bankalar Birliği’ni ziyaret ettiler. Bankalardan gelen altın bankacılığı yetkilileri ve Bankalar Birliği temsilcileriyle görüşen kuyumcular, bankaların altın satmasından, kaydi yahut fiziki altın işine girmiş olmalarından son derece muzdaripler. “Kuyumcuların olmadığı bir altın ticaretine izin vermeyiz” şeklinde açıklamalar yapmaktalar. Gelinen noktada işler iyice karışmış görünüyor, kuyumcular bankalara karşı seslerini her geçen zaman biraz daha yükseltiyorlar. Durum nedir, kim haklı kim haksız?

En baştan başlamak gerekirse, bankaların altın işine girmesi, daha doğrusu bu işin patlama noktası halkın elindeki altınların bankalara götürülerek altın hesaplara geçilmesi uygulamasının başlamasıdır. Bu işin başlangıç aşamasında bankalar aslında büyük kuyumcular odası başkanlarıyla fikir alışverişinde bulunmaya teşebbüs ettiler. “Altın projeleriyle ilgili siz kuyumcular odalarıyla ortak ne gibi çalışmalar yapabiliriz” sorusunu bazı kuyumcular odası başkanları “dergilerimize reklam verebilirsiniz”  deyip savuşturdular. İşin en başında aslında kendi kendilerini bu sürecin dışında tutmuş oldular. Çok da basiretli olmayan bazı oda başkanlarının ciddi bir hatası idi bu yaklaşım. İş patladıktan sonra “biz de yer alalım bu projelerde” demenin bir anlamı kalmadı bu noktadan sonra. İkinci olarak, insanların altın bankacılığına bu kadar ilgi göstermesinin nedenlerini irdelemek gerekiyor. En başta gelen nedenlerden biri de kuyumculara karşı çok ciddi şekilde azalan güvendir. Bugün sadece biz müşterilerin değil, tertemiz siciliyle ahlaklı bir şekilde kuyumculuk yapan kişilerin de en büyük baş ağrısı kuyumcular arasındaki pek de güvenilir olmayan insanların varlığıdır, bunların sayılarının maalesef günden güne artmasıdır. Sektördeki en büyük açıklardan biri de bir kuyumculuk kanunu olmamasıdır. Bu durum o kadar aptalca durumlarla karşılaşmamıza neden oluyor ki, bizzat kendisi sahte altın yapıp bunu satmaya çalışırken yakalanan, yargılanan ve hapis yatan sabıkalı biri yeniden hiçbir engelle karşılaşmadan kuyumcu dükkanı açabilmekte ve “altın” alım satımıyla uğraşabilmektedir.

Kısa sürede bankalar kanalıyla 13 ton yastıkaltı altın ekonomiye dâhil oldu. Bu kadar az zamanda çok ciddi bir miktar ve bu daha başlangıç. Son tahlilde değerlendirilince bu durumun artarak devam etmesi bütün tarafların (altın sahiplerinin, finansal sistemin ve devletin) menfaatine bir durumdur. En büyük sorunumuz kayıt dışı ekonomi, ekonominin dışında atıl duran değerli kaynaklarımızdır. Bir taraftan üretirken diğer yandan tasarrufa yönelmeli, aynı zamanda da kenarda atıl duran değerli kaynaklarımızı ekonomiye dahil etmenin yollarını aramalıyız. Şahsi çıkarlar için, sadece bir zümrenin kazancı için ülke menfaatine aykırı uygulamalar özlemi içinde yer alan ve bunu açık açık ifade eden birlikler, odalar, insanlar görmek istemiyor artık bu ülkenin insanları…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Hüseyin Deniz Arşivi