Karar Ver Sen Nesin?
“Acaba ırkçı Müslümanlar Peygamberimizin adı geçince ne düşünüyorlar?” diye sormuştuk iki yazı önce. Aynı soruyu –kendim dahil- Müslüman olduğunu söyleyen herkese sormak gerek aslında.
Müslüman, yani Allah Teâlâ’nın Peygamber Efendimiz (Aleyhi's Salatu ve's Selam) ın aracılığı ile gönderdiği dine, yani iman, ibadet, hukuk ve ahlak ilkelerine kayıtsız şartsız teslim olduğunu söyleyen herkese sormak lazım aslında.
Acaba hem Müslüman, hem de sosyalist olduğunu söyleyen, hem Müslüman hem Batıcı, hem Müslüman hem laik, hem Müslüman hem liberalist, hem Müslüman hem Kemalist olduğunu söyleyen herkese sormak lazım, acaba İslam’da neyi eksik, neyi boş bırakılmış ve ihmal edilmiş, neyi yanlış, neyi çirkin gördüler ki o eksikliği, o boşluğu, o ihmali, o yanlışı, o çirkini tuttular da sosyalizm, liberalizm, kemalizm, laiklik veya Batıcılık ile doldurdular?
Neyi, hangisini?
Neden hem Müslüman, hem de başka bir şey olma ihtiyacını hissettiler?
Allah Teâlâ’nın buyruğunu hatırlayalım: “Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.”(Ahzab 22)
Mademki O peygamber bizim için ideal bir örnek ve önderdir, öyleyse bizler de de hayatımızda Resulullah (s.a.v)’ı örnek edinmeye gayret etmeli, hayatımızı onun şahsiyeti ve vasıflarıyla şekillendirmeye çalışmalıyız.
Peki, öyleyse bizim yukarıda sayılan inanç ve sistemlere, hayat ve düşünce tarzına, yaşam biçimine ne ihtiyacımız var?
Marks’a, Lenin’e, Mao’ya, Adam Smith’e veya bir başka insana ne ihtiyacımız var bizim İslam’a teslim olmuşsak, Resulullah bizim için rehberse, önderse, nümune-i imtisal ve üsve-i hasene ise?
İslam ve Resulullah (s.a.v) doğu ise bunlar batıdır. Hangisine doğru giderseniz öbüründen ister istemez uzaklaşırsınız. İki zıddı birleştirmek mümkün değildir.
Peki, öyleyse tekrar soralım, “ben de Müslümanım” derken ne kadar ciddiyiz?
Hepsi bu kadar değil, daha da can alıcı sorularımız var.
Ama düşünen insanlara…