Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Gıda mühendislerinin uyarılarına dikkat (2)

Gıda mühendislerinin uyarılarına dikkat (2)

Şu çarpıcı çarpıklığa da dikkatinizi çekelim: “Türkiye’de yer alan çok sayıdaki domuz çiftliğindeki kapasite ve üretim ile yurtdışına gönderilen ve yurt içinde kasaplarda yasal olarak satılan domuz eti miktarlarının birbirini karşılamadığını görüyoruz. Bu da akıllara ‘Aradaki bu açık nereye gidiyor?’ sorusunu getiriyor.” (Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı Abdussamet Boyu, 15 Ocak 2013/ Haber7)

Sahi, nereye gidiyor? Yoksa midemize mi?
Ya ithal edilen diğer gıda maddelerine katkı olarak katılan ucuz ve bol bol üretilebilen domuz jelatini vs. katılanları hesap edebiliyor muyuz? Ya aynı haberde dikkat çekilen şu çarpıklığa ne dersiniz:
“Son beş senede ülkemizde kanser oranı korkutucu bir şekilde hızla artıyor. Dünyada kanser oranı düşerken Türkiye’de kanser vakaları % 80 arttı. Kanserlerin genel sebeplerinin başında ise gıdalar geliyor. Üretim aşamalarında gıdalara yüklenen katkı maddeleri ve uygunsuz ortamlarda pişirilip tüketiciye sunulan yiyecekler kansere zemin hazırlıyor. Gıda kaynaklı kanserlerin başında ise mide, yemek borusu ve bağırsak kanserleri geliyor. Uzmanlar ise uyarıyor; tablonun böyle devam etmesi halinde 2030’lu yıllarda her 3 kişiden biri kanserden ölecek...”
Hz. Peygamber (asm) buyuruyor ki:
“Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helâlden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duâsı kabul edilmez.” (Buhari, Büyü’ 7, 23; Nesai, Büyü’ 2, (7, 243))
Peki ne yapacağız? Öncelikle ilgilileri ve yetkilileri ilgilenmeye ve yetkilerini kullanmaya davet etmeli, hatta zorlamalıyız. Zira, onları onun için ilgili ve yetkili kıldık!
İkincisi, Resûl-i Ekrem’i (asm) dinlemeliyiz:
“Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helâller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmezler. Her kim bu şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, şerefini de korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere yönelirse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır.” (Buharî, İman 39, Büyû’ 2; Müslim, Müsâkat 107, (1599))
Ve şu ikaza da dikkat: “Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam, ellerini göklere uzatarak: ‘Ya Rab, ya Rab!’ diye yalvarıyor. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böylesinin duâsı nasıl makbul olur?” (Müslim)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi