Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt, yerden göğe kadar haklı olduğu bur tesbitte bulunmuş ve çocukların alkol bağımlısı olmaması için (alkollü içkilerin) reklâmlar(ın)a sınırlama getirmeleri gerektiğini söylemiş.

Hadiseye doğru teşhis koyan Danimarka Başbakanını tebrik ediyor ve aynı şeyin Türkiye’de de yapılması gerektiğini, hatırlatıyoruz.
Herkes biliyor ki “alkollü içkiler” insanlık için bir tehdit. Aklı devre dışı bırakan bu alışkanlık, bağımlılık noktasına geliyor ve bilhassa gençleri mahvediyor. Geçmiş yıllarda gizli ya da açık şekilde teşvik edilmiş olsa da son yıllarda bütün Avrupa, gençlerini bu esaretten korumanın yollarını arıyor. Elbette “alkollü içki”lerle mücadele başlatan ülkeler Avrupa’dakilerle sınırlı değil. Her fırsatta hatırlatmaya çalıştığımız gibi başta Rusya ve Amerika olmak üzere bütün dünyada “alkollü içkiler”e karşı mücadele yürütülüyor.
Alkollü içkilere karşı Danimarka’da yürütülen mücadeleyi anlatan habere göre Avrupa Alkol Politikaları Birliği ile ortak çalışmalar yapacaklarını belirten Danimarka Başbakanı Thorning-Schmidt, “Hükümet bu çalışmanın başarıya ulaşabilmesi için, alkol promosyonları, reklâm gibi faaliyetler aracılığıyla, gençlerin üzerindeki alkol kullanma baskılarını minimize etmelidir” demiş. (Yeni Asya, 21 Ocak 2013)
Hemen şunu soralım: Danimarka’da bu konu tartışılıyor ve alkol bağımlılığı ile ilgili mücadelenin başarıya ulaşması için alkollü içkilerin reklâmlarının engellenmesi teklif ediliyorsa, aynı şey niçin Türkiye’de yapılamıyor? Unutanlar için hatırlatmak gerekir ki, alkollü içkilerin reklâmları tam sayfa olarak gazetelerde devam ediyor. Görünüşte biz de alkollü içkilere karşı mücadele yürütüyoruz, ama nasıl bir mücadele ise reklâmları engellenmiyor. Sigaranın gazetelerde reklâmı yapılamıyor, ama alkollü içkilerin yapılıyor. Hiç bir bahane aranmadan bu sorunun cevabı verilsin: Alkollü içkiler tehlikesiz mi? Gençler sigaradan uzak tutulmak isteniyorsa, niçin aynı hassasiyet alkollü içkilere karşı gösterilmiyor? Sigaranın gazetelerde reklâmının yapılamadığı ülkemizde, alkollü içkilerin reklamı nasıl yapılabiliyor? Böyle yaparak mı ‘kötü alışkanlık’lara karşı mücadele edip başarılı olacağız?
Hiç kimse, sigaranın reklâmlarının yapılamadığı bir Türkiye’de alkollü içkilerin gazete sayfalarını kaplamasını izah edemez. Ne yani, sigarayı “fakir”ler içiyor diye mi yasak? Ya da alkollü içkileri kullananlar “aydın” diye mi reklâmı serbest? Yüzde yüz zararlı olduğu belli olan bir alışkanlığı gazete reklamları ile teşvik etmek, bu teşvike sessiz kalmak, itiraz etmemek nasıl izah edilecek? Alkollü içki reklâmlarını durdurmak için yeni anayasanın yapılması mı beklenecek? Ki, yürürlükteki “darbe anayasası”na göre dahi bu reklâmların yapılamaması gerekir. Çünkü devlete, gençliği zararlı alışkanlıklardan korumasını bu anayasa da emrediyor.
Çok şey anlaşılabilir, ama bugünkü şartlarda alkollü içkilerin reklâmlarının devam ediyor olması anlaşılamaz... Aynı zamanda pek çok başka şeye itiraz eden kişi ve sivil toplum kuruluşlarının; gazetelerde devam eden içki reklâmlarını görmezden gelmesi, itiraz etmemesi ve susması da anlaşılamaz. Bu konuda “duyarlı medya” da kabahatlidir. “Acaba birileri rahatsız mı olur?” diye düşünmeden gerçekleri uygun bir lisanla izah etmeli ve bu reklâmlara itiraz edilmelidir. Bu reklâmlar gençleri alkollü içkiye teşvik etmez mi? Alkol alışkanlığına teslim olmuş bir gençlik istemiyorsak bu reklâmlara kökten itiraz etmek durumundayız.
Bu iş için hükümetin adım atmasını isteriz ve bekleriz. Ama ondan önce “duyarlı medya”nın daha duyarlı ve kararlı olmasını bekleriz. “Duyarlı medya” bu meseleyi gündemine alsa ve alkollü içki reklâmlarının gazetelerde yer almaması gerektiğini manşetlerine taşısa inanın bir hafta sonra bu reklamlar sona erer.
Dolayısıyla Türkiye’yi idare edenler kadar “duyarlı medya” ve “köşe kadıları” da devam eden alkollü içki reklâmlarından dolayı sorumludur ve sorumluyuz...
İnşaallah, Türkiye’yi idare edenleri de bu noktada tebrik edeceğimiz günler gelir...