Terörü önlemek ve bitirmek...
Anarşiyi, terörü kökünden halledilip, sosyal huzuru, toplumsal barışı sağlamanın esasları çağın müceddidi Bediüzzaman tarafından şöyle teşhis edilmiş:
“Bu vatanın ve bu milletin hayat-ı içtimâiyesi (sosyal hayatı) bu acip zamanda anarşilikten kurtulmak için beş esas lâzım ve zarurîdir: Hürmet, merhamet, haramdan çekinmek, emniyet, serseriliği bırakıp itaat etmektir.” (Şuâlar, Yeni Asya Neş., İstanbul-1999, s. 306.)
Hürmet: Anaya-babaya, kardeşe, akrabaya, büyüklere, komşulara, insanlara, inanç ve fikirlere, gayr-i meşrû olmamak üzere her türlü fiil, hâl, hareket ve yaklaşıma saygı. Hak ve hürriyetlere saygı. Başta anne-baba hakkı, eş hakkı, çocuk hakkı, kardeş hakkı, akraba hakkı, komşu hakkı, insan hakkı, hatta hayvan ve eşya hakkına saygı. (Eşya hakkı, onları yerli yerinde ve ölçülü kullanmak, israf etmemektir.) Ailede terbiye metodu, okuldaki eğitim sistemi, anayasa ve kanunlar, resmî, gayr-i resmi idareyi (yönetimi) buna göre düzenlemeli.
Merhamet: Acımayı, sevgiyi ve yardımı ifade eden, Allah’ın besmelede de geçen Rahîm isminden gelir. Merhametin olmadığı yerde, acıma, sevgi ve yardım yoktur; şiddet ve terör vardır. İşte ailede, eğitimde, idarede, siyasette, toplumda, anayasada, kanunlarda “acıma, sevgi ve yardım” unsurları esas alınmalı.
Haramdan çekinmek: Her türlü gayr-i meşrû işi, yolsuzluğu, hırsızlığı, arsızlığı, alkolü, kumarı, zinayı vs. engellemek.
Emniyet: Güven tesis edilmeli. Fertler, eşler, ailenin diğer bireyleri, akrabalar, komşular ve toplum birbirine güvenmeli. Güvenin olmadığı yerde şiddet, anarşi ve terör vardır; huzur, düzen ve gelişme yoktur. Askerî, inzibatî, polisiye tedbirler “emniyet/güven”in resmî boyutudur. Yalnızca onu kullanmak, bataklığı kurutmaz, bilâkis sivrisinekleri çoğaltır, terörü azdırır. Onlarca yıllarda olduğu gibi…
Serseriliği bırakıp itaat etmek: Serserilik; ahlâkî değer, düzen, kanun tanımamak, başıboş hareket etmektir. Bunun sonucu ise şiddettir, terördür.
Gerçekten terörü önlemek, PKK’yı bitirmek mi istiyorsunuz?
Herkesin, etnik grupların hak ve hürriyetlerinin şahane olarak sınırlarını belirleyen meşrûtiyeti/demokrasi ihyâ edecek, sosyal barış sağlayacak, merhameti aşılayacak olan Bediüzzaman Said Nursî’nin eserlerini elden ele, dilden dile, zihinden zihine, gönülden gönüle yaygınlaştırmalıyız. Türkiye’nin ve İslâm âleminin hastalıklarını teşhis edip tedavi formüllerini 105 sene önce ortaya koyduğu ve ancak bazı hususları yeni yeni anlaşılan Medresetüzzehra projesini de sür’atle ihya etmeli.
Resmî makamların resmî çapta; sivil teşkilâtlar, gönüllü kültür kuruluşlarının sivil çapta bunu ihyadan başka çareleri yoktur.
PKK da silâhı bıraksın, ama yurtdışına değil; adalete teslim edilsin! Ve adalet, kandırılmış, aldatılmış olan ve dağa çıkanlara şefkatle yaklaşsın, tedavi etsin, ihtiyaçlarını karşılasın. Anne-baba ve akrabalarını da teselli etsin. Devlet, “emniyet ve güveni sağlayamadığı için” bu insanlara da gerekli tazminatı ödesin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.