“Benim boynum  devlete karşı eğridir” diyor Ecevit Şanlı’nın babası Sadık Şanlı.. 70’li yaşlarında.. Çobanlık yaparak çıkarıyor nafakasını.. 1973 yılında doğan oğluna, aynı yıl Başbakanlık koltuğuna oturan Bülent Ecevit’in adını vermiş.. Kim bilir ne hayaller kurmuş minik Ecevit’i kucağına ilk aldığında.. Doğduğunda gözüne sevimli görünen, kafasındaki ‘ben’in, paramparça olmuş bedeninde kimlik tespiti için kullanılacağını nereden bilsin..
 

DEVLETİMİZ
 

Bir baba düşünün.. Şu veya bu nedenle, şöyle veya böyle, tasvip edin etmeyin, toprağa vermiş gencecik oğlunu.. Bugün yasını tutuyor olması lazım.. Ama öyle değil işte.. Bizim insanımız, isyanına isyankâr olduğu kadar, devletine de devletçidir.. Yalvarsanız mesela, “devletler insanlar içindir” düsturuna inandıramazsınız onları.. Onlara göre, her birimiz, devletimiz için varız. Allah da “devletimize zeval vermesin”.. Ömrünü bu muhafazakâr düşünceyle sürdüren bir babanın evladı, devlete karşı olsun!.. Bu affedilmez bir suç.. Ahmet Necdet Sezer bile affedip cezaevinden çıkarsa, Sadık Baba, devletine isyana kalkmış evladını affedemezdi..
 

OĞLU DHKP-C’DE TUTSAKTI
 

“15 yıl oldu” diyor görmeyeli.. Daha da fazla ama en iyi ihtimalle “15 yıldır tutsak” demek ki Ecevit Şanlı.. Bu yazılardan geri dönüp PKK’nın cezaevindeki ölüm oruçlarıyla ilgili yazdığımız kısa bilgiyi hatırlayın olursunuz.. Demiştik ki o dönemde, “…PKK, canlı bomba eylemi gerçekleştiremeden yakalanan militanlarına, cezaevinde ölmeleri talimatını verdi”.. Yani? Yani içinde bulunduğunuz suç şebekesi, sizi bir defa gözden çıkardı mı, artık ölüsünüz anlamına geliyor bu.. DHKP-C için de farklı bir uygulama beklenemezdi.. Oğlu için en iyisini isteyen Sadık Amca’ya rağmen, Ecevit Şanlı’yı ele geçiren yapı, ona sonunda kendi vücudunu da parçalatmayı başardı..
 

ABD’YE Mİ CEZA VERDİN?
 

Ecevit Şanlı, sözüm ona Amerikan emperyalizmine mesaj mı verdi?.. Amerikan televizyonları olayı haber bile yapmadılar. Bu eylemden kim zarar gördü peki? Hayatı, Amerikan Büyükelçiliği’nin kapısında son bulan Ecevit Şanlı, evine ekmek götürmek üzere vazifesini yapan Kızılcahamamlı güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu ve gazeteci Didem Tuncay.. Amerika?!.. Türkiye?!.. sistemler, dengeler, ideolojiler…. Hiç biri.. Bir gariban güvenlik görevlisinin evine ateş düştü.. Bir gazeteci gözünü kaybetti.. Sadık Amca da, oğlunu toprağa verdi.. DHKP-C’ye ne oldu peki? Yeni Ecevitlerin peşine düştü..
 

ARABASINI KUNDAKLADILAR
 

Duygu Yücel de DHKP-C operasyonunda gözaltına alınmıştı bundan iki hafta önce biliyorsunuz.. Gazeteniz, Duygu’nun babasının feryadını da birinci sayfadan vermişti.. Ecevit’in babası ile Duygu’nun babasının, hem örgüte hem de yaşananlara ilişkin yorumları birbirine benzemiyor mu? Neden?.. Çünkü aklın yolu bir.. Duymuş olmalısınız.. Hüseyin Yücel, kızının DHKP-C tarafından teslim alındığını haykırmasının ardından, örgüt arabasını kundakladı.. Bu ilk mesaj.. Biraz daha konuşursa, belki de ortadan tamamen kaldıracaklar.. Sizin babanızdan söz ediyoruz. İnandığınız değerleri savunduğunu zannettiğiniz örgüt bunu yapıyor. Sizi tutsak ettikleri o yapıdan kurtarmak isteyen babanızın hayatına kast ediyor..
 

ANA BABA KUZULARI
 

Ecevit’in babası çok üzgün.. Yarın olacak başka bir hadisede başka babaları da göreceğiz.. Manzara çok da farklı değil.. Durum değişmiyor. Evladını toprağa veriyor.. Hani derler ya “Allah evlât acısı göstermesin” diye.. Çünkü acıların en büyüğü kabul edilir.. Böyle bir acının üzerine, “bizim boynumuz devlete karşı eğridir” diyebiliyorsa baba, örgüt içindeki ana-baba kuzularının bu mesajı doğru okuması gerekiyor. Kalın sağlıcakla.